Bir tutam düş serptim gecenin simyacı
ruhunda saklı bir nota olsam ne ki?
Özveri.
Ve de önsezi.
Ön sözü bilmiştim romanın ve tokat
gibi yüzüme çarpan gerçekler…
Ölümün arifesinde yatıya kaldı
karanlık.
Yalnızlıksa yongasıydı mevsimin.
Bir şiirdim ya da değil belki de
işveli şehir bense imla hatalarından doğan bir yenilgiydim…
Küpünü dolduran kimse bana ne?
İzafi bir acıydı içimde saklı bense
adlandıramadığım kadar bu dar açılı insanları ve en haz etmediğim meşrebi geniş
elbet yufka yüreğime iyi gelendi sevgi ve çocuklar ve tutabildiğim kadar
ellerinden mazlumların
Üstümü örttü Tanrı.
Toprağımsa inanılmaz nemli ve yaslı.
Yasa bildiğimse sevgi ve işte
içerlediğimden de fazlası saklıydı içimde.
İçerlediğim mi?
İçemediğim bir ölüm mü?
İman gücümden doğan ve de.
Ah, insanların bitmeyen saltanatları
nasıl da salgılıyordu endorfini.
Adrenalin yüklemeliydim bedenime ve
hep uçurumların kıyısında dolaştım bir ömür.
Serotin içeren bir düş misal.
İçine düşülesi bir çukur ya da doğa
afeti iken aşkın kıblesi…
Keyfim nasıl isterse… diyemedim.
Keyfe keder kimse imalat hatası
miskin ve sevme özürlü yürekler.
Linç edebilirdim zulmü ve zalimi ama
bekliyordum doğru zamanı ta ki Lut Kavmi göçene kadar çukura itiraz hakkımı
geciktirdim düşler sofrasında ben hala saf benliğimle yakın durdum da
insanlara.
İbaresi mutluluğun?
Keyfime kâhya idi insanlar ve işte
yıldırma politikasıyla sözüm ona beni ezip geçenler.
Bir furya idi ki ihanet.
Gıybetle göbek büyüten münafıklar.
Endamlı bir fani olsam ne ki?
İhya edilesi yüreğim kuş gibi çırpınsa
ne ki?
Ağzımla tuttuğum kuşlar nihayetinde
kendime yakalandığım ve işte kuş kadar hafiftim ve de nasıl rahat vicdanım
lakin cennetimi çok gördü isyankâr ruhlar.
Aşka meyyal bir ömür…
Aşikâr olan sevecen yüreğimle taban
teptiğim…
Pür-ü pak olsa da alnım kimse
konduramazdı bana alanları ve de tek buseyi hak eden yüreğim Allah katında
kabul göreceğim gün gelene kadar sabrımı saklı tuttuğum duyduğum şükür ile
İlahi Aşkın utkuna ve ufkuna kanat açtığım.
Lebi derya olsa yürek ne ki elbet
içinde barındırmalı enginliği…
Sevdiğim kadar sevilmek mi?
Arz talep dengesi ne zaman korundu ki
bu âlemde?
Senfonisi yalnızlığın ve de aşkın
seremonisi.
İmha edemediğim bunca patırtı gürültü
elbet verecektim savcılığa içimdeki saf çocuğu…
Öykünmeden yaşadığım ölümüne sevdiğimse
addedildi koca bir hata.
Rabbime ve Peygamber Efendime özlemim
ve işte ahlakın güzelliğini âlemlere yansıtan: ne kibir ne kin ne kir…
Sancılı bir hayat olsa bile benimki
ne ki Rabbim beni sevdikten sonra?
Gözlerimde saklı mercanlar.
Göğsümde devasa bir kafes ve içine
tıkılası bir hasret beni bana uzak kılan.
Elem kuşları geceyi gagaladı.
Efkârın bam teline basıldı basılalı.
Huşu içinde yaşadığımın da garantisi
iken başımı yasladığım vicdanım ve Rabbim ve iman gücümden doğan bu özgürlük
tufanı ve sair şiir bense sabi ve safi ve sanrılı bir ömürden sektiğim ölüme
koşmak değil de koşut bildiğim sevginin meali kısaca sevdiğim kadar koruduğum
masumiyetim ve insanlardan önce benken beni Rabbime sunan elbet içim elbet
dışım…
Verilen alarm.
Dünya teyakkuzda iken.
Dinmeyen sirenler dünyanın bir
ucundan kulağıma gelen.
Bir çocuk ve bir çocuk daha idam
sehpasında ve masumiyetin yerden yere vurulduğu bir dünyada ben hala sevmenin
ve sevilmenin derdinde değildim işte.
Kanayan yürek ne ki?
Kanamalı azabım ne ki?
Gazap kuşları ve ölüm uçuşları.
Çocuk yürekli varlığım ne ki dünyada
yüzlerce çocuk bir anda ölebilirken?
Ve işte itiraz dilekçemi sundum
evrene.
İmha edemediğim kötülüğü artık görmek
istemiyorum.
Görünsem ne ki görünmesem ne?
Sevilsem ne ki sevdiğim kadar sevilme
arzusu filan da taşımıyorum sadece vakit dolana kadar iç sesimi haykırmaya
mecburun çünkü bir ömür bildiğim hep doğru iken ve tek doğruda saklı iken
benliğim ve bir yanlışın bir dünyayı eksi haneye sürüklediğini görebilirken…
Boğazımdan geçse ne ki tek lokma
dünya ve nice coğrafya kan ağlarken?
Bilindik bir savaştan ötesi dünyanın
sürüklendiği ve işte tutuklu kaldığım yüreğim ve içine tıkıldığım kodesim artık
önem arz etmiyor ve çırpınışlarım da hiçbir insanın nezdinde değer görmüyor.
Dünyaya verdiğim her şey.
İnsanların benden çaldıkları.
Ama asla kaybetmeyeceğim iyi niyetimi
ve masumiyetimi ve yargısız infazlardan kaç kere döndürdü beni Yaratan.
Ve işte şerh düşüyorum ömre.
Belki de bozguna uğratıldığımın
ertesinde hala saklı tutabilirken umudumu çünkü beni en çok Allah seviyor
benimse O’na duyduğum bu büyük aşk ile bir Allah’ın kulu da beni yolumdan
alıkoyamazken…