Hangi düş iklimisin bir de içine
düştüğüm t/uzak adı aşk olan adı isyan yarısı özlem yarısı talan olmuş bir
yalan…
Matemin iris’idir gözlerin aşkınsa en
iri’si
Salkım saçak bedenim içimi
Deşen yalnızlığın o tok sesi
İklimin de davudi varlığında duacı
Bir yemimim ben yemimim
Yâd edilesi dününse öfkesi
Boğulduğum hava yüzemediğim suda
saklı
Bir damla bir oksijen bir de
moleküllerini
Saydığım varlığım ve evren.
Yüze kadar saydım içimden:
Sonra ise yazmam
Emredildi
Mademki yazgımdı
Bunu buyuran
Nasıl itaat etmezdim Rabbime?
Yasım mı?
Ya da yaşım?
Bir telaffuzu olmalı mevsimin bir
rengi
Ah, bir de amblemi olmalı
İçimdeki şarkının nakşında
Nakaratı ise aşkın ve hayatımın
Dönüp de dolaştığım tek yer sadece
sevgi.
Azat ettim edeli öfkemi
Sevdiğimden beri en çok en çok
Rabbimi.
Sevilmeyi dilediğim mi?
Nasıl da emin oldum bir ömür yitip
gitmediğine sevginin
Sevilmeyi şerh düştüm peşinen
Faiziyle nefret edenlerin zalim
koşusu.
Ayan beyan isyandı sözcükleri
Kürediğim kadar şahit olduğum şu fani
özlem
Aşkla kıyama duran ben
Kıyıma uğradıkça yüreğim
Defolu bir mal gibi çöpe giden
matemim ve sözcüklerim
Dünüm yargılanan
Anda verilen tahakküm
Yarınlara kucak açtığımın da resmi
Yâd edip iyiyi
Yaren bildiğim sevgiyi
Yokluğumla varlığımla bir olsam ne
ki?
Delişmen rüzgâr içimde saklı
Divane mevsim gözleri yaşlı
Nisan güneşi ve yılkı atları
Gem vurduğum hayallerim ve üstüne
yemin ettiğim
Güzellikleri
Tekmelerken zalim ve husumet yüklü zihinler
Bense bense çekmiştim çoktan
röntgenini sevginin.
Ne yarık otuydum ne karaçalı
Aymazlığında yalnızlığın koştuğum
kulvar
Elbet İlahi Aşk iken benliğin ilacı
Ve işte zikrettim fikrimi
Denk düşense içimden firar eden bir
yenilgi
Yanılgılarımı sonlandırmak adına daha
çok daha çok sevmeliydim
Kendimi.
Kibarca tüttüğüm bir dumansam
Derdime derman olansa Rahman
Nakşettiğim bilumum duygu özeti
hayatın
Yatak döşek yatmadığımdan belli
Aşkın izini
Sürdüğüm günün gecenin her saati
Yelkovanı sokan akrebin zehirli dili
Elbet yadsıdığım elbet karşı geldiğim
zifafı
Gecenin güne meyyal mehtabın güzel
yüzü
İfşa etmek değil benimki
Sadece saklı tuttuğum sevgime eşlik
etmeli
Elbet yüreğin ve kalemin ziyafeti
Ben ki göçtüm göçeli
O zaaf dolu iklimden ve yalan dünyadan
Yükümü hafif kılansa niyazıma sadık
yüreğimi
Usulca okşayan İlahi Rüzgârın tecelli
ettiği
Bir teselliden de çok iman gücümün
ihtişamlı güzelliği
Yoksa bu denli huzurlu mutlu olmazdım
ben
Ezelden ebediyete intikal eden
Ruhumdan sökün eden binlerce dize
Aşkı ihbar ettiğim koruyucu
meleklerimin gizeminde
Saklı aciz bir fani
Olmanın ötesinde
D/okunduğum sonsuzluğa sirayet eden
sevgimi
Saklı kılan yüce Rabbin nezdinde
Kabul görmenin verdiği huşu
Elbet yaralarımı da bir bir sağaltan
yine ve sadece O.