Düşlerim tıknefes sözcüklerimin de olmaz mı eşref saati?

Hükümranlığında Rabbimin yine peşine düştüğüm rahmetin ve sevginin ve kendimin sevecen seli.

Nükseden duygular nüktedan

Ruhumun topuklarına vuran acılar ve de.

Açamadığım bir çekmece yüreğimin kilitli vardiyasında bakaya kalan duygular en çok da aşkın çelimsiz varlığı iyi de ben aşkı hep büyütmedim mi gözümde?

Saka kuşları.

Kafese konan kanarya.

Sultan papağanı ve işte tekbir getiren sesler elbet yalnızlığın camekânına vuran yağmur.

Hüznümle istifli yüreğim.

İklimi belli olmayan dilimlenmiş sözcüklerin ve karman çorman değil artık haletiruhiyem kendimi kolaylıkla gözden çıkardığım kadar şimdilerde kimler kimler düşüyor gözümden.

Üşüyorum baharın sevdasına yenik düşmüşken.

Düşüyorum aralıksız oysaki apaydınlık benim ruhum üstelik karanlığı bile delen bir iklim yüreğin seferberliği.

Tarçın serpiyorum boş sayfaya.

Sütlaç tadında bir şiir yazıyorum önce ama yetmiyor.

Kazandibi misali kazıdıkça yüreğin dibini ve işte bir şiir daha düşüyor yüreğimden.

Açık ara farkla canım yanıyor ve şiirler kesmiyor beni.

Devasa bir dilim daha kesmeliyim içimden ve ekşimtırak bir tadı var iklimin.

Bahar desen bahar değil.

Kış desen kış değil.

Kışkışlıyorum ne varsa peşime takılan ver her biri yokluğa kanat açıyor ve ben kaybolmuyorum hem yetmedi mi bir ömürlük kaybolmuşluğum ve de verdiğim kayıplar.

Ayıp addedilen sözcükler var misal yürek lügatimde bir o kadar içime kazıdığım.

Aşk mesela.

Aşkın şakıdığı bir evren ve de yaratılış sebebimiz iken aşk.

Nidalar sonlanıyor.

Aşkın isabetli bir seçim olmadığını bilsem de evren hep aynı komutu veriyor:

Sev sadece.

Kimi mi?

Bir kere bile içine düşmediğim bu tuzak soru çünkü çocukluğumdan bu yana kim olduğuna aldırmadan insanları kolaylıkla sevip yüreğime koyuyorum ve konuyorum aşkın tepesine ve gagalıyorum aşkı aşina şerit değiştirdi değiştirecek sorular.

Rengim sevgi.

Mizacım aşk.

Mealim inanç.

Aşkın şüheda geçmişi elbet ilk aşkım babaannem ve aralıksız kadını rahat bırakmıyorum.

Bacak kadar boyumla düz duvara bile tırmanıyorken bir keşifte bulunuyorum en çok da yalnızlığın daha o zamanlarda yüreğime verdiği bir ağırlık ve işte hayal dünyan o gün doğuyor ve geliyor dünyaya.

Aşkla şakıdığım ve hayali arkadaşlarımla bir tabur dolusu yüreğimde ağırladığım.

Arkadaşım olmadığı için ve de sokakta oynamama izin yokken…

Aslında sebep-sonuç ilişkisinden bihaber evrenin bana verdiği rahmete boca ediyorum.

Benimle aynı yaşta olan hayali kahramanım bir anne üstelik yüzlerce çocuğu olan ve her biri perde arkasında saklı.

Babaannemle oyun saatim gelene kadar koşturuyorum evin içinde çığlık çığlığa hem de.

Sevilen bir çocuğum ailesi tarafından fazlasıyla üstüme düştükleri

Ve geniş bir çevremiz var sevginin daha da büyüdüğü.

Yine de yetmiyor bana ve içimdeki bitimsiz deryayı ben sunmak istiyorum dünyaya.

Dünyam çok geniş.

Rüyalarım var ve ben mutlu bir çocuğum henüz acıdan ve hüzünden ve ölümden haberi olmayan.

Yürek iklimimde seken bir kuş misali ve içimden taşan bir ırmak coşkumla sevgimle kendimi fark ettiğim kendimi net hatırladığım dörtlü beşli yaşlarımda başlayan yolculuğum.

Henüz kötülük ünlenmemiş.

Henüz insanların duyguları uçurumdan yuvarlanmamış ve hem yalnızım hem kalabalık gelin görün ki canımı acıtan kimse yok ve canım sadece yere düştüğümde acıyor annem de yaralı dizimi öptü mü geçiyor acım.

Nakşeden sunumu hayatın ve tevazu yüklü bir yürek ve işte kimliğim yavaş yavaş şekilleniyor ve hayatıma dâhil olmuş en ufak olumsuzluk yok.

Yüreğin bataryası bitmiyor.

Neşem ve insan sevgim gün geçtikçe serpiliyor.

Yabancı bildiğim kimse yok çünkü çevremdeki herkesi tanıyorum ve güvende olduğumu hissediyorum ve sevildikçe ben daha çok seviyorum hayatı ve oyun arkadaşlarımı ve aşkın rakımında esen rüzgâr bir o kadar insan sevgimle coştukça coşuyor.

Mevsimlerden aşk.

Mevsimlerden çocuk.

Mevsimlerden masumiyet.

Mevsimlerden umut.

Allah sevgimle yol aldığım ve annemin öğrettiği dualarla da büyüyen iç dünyam ve hayatı yeni yeni keşfetmeye başladığım.

Sökün eden huzur.

Hazzın doruğunda ve insan olmanın gerçeğinde çocuk olmanın da büyüsü ile belki de kendime söz veriyorum o gün:

Ben hep çocuk kalacağım.

Sevdikçe büyüyen bir rahmet çocuk kalbimle hala yaşımın insanı olamadığımdan mıdır ne insanlara ön yargısız ve sevgiyle yaklaşıp da…

Üstelik kendime verdiğim o sözün ertesi tek ihtimal dahi vermemişken canımın yanacağına en azından can yakmadığım kadar da kendime duyduğum saygının ertesinde pekişen devasa sevgimin aşkla eşleştiği ve ailemin yanında kolay kolay da aşktan dem vurmadığım bir o kadar aşkı yaşama sevincimle eş tuttuğum ve işte hem Rabbime hem kendime ulaştığım…

 


( Söz Ben Hep Çocuk Kalacağım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 4/26/2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu