Düş kırıkları, hafız bir de içimin hengâmesi
elbet boş boğaz şiirlerden derlediğim ömrü kendime sunduğum altın tepside ve de
yüreğimi ikram ettiğim eşrafım…
Medet umduğum bir kıyamsın
Ah, içimdeki zincirleme duygular
Nice kazaya yol açan
Oysaki yüreğimin emniyet kemeri
takılıydı şiire:
Derdest olmuş yalnızlığım
İçim kıyılıyor bak şiirin bir
vaktinde
Ah, içimde saklı o izdiham
Zinhar kefilim bu aşka
Hibe ettiğim özlemin de feri sönmedi
gitti.
Fendi mi sözcüklerin yenik düştüğüm o
kıyım?
Zapt edemediğim mevsim ve çürük
düşlerim
Düşümün kovuğunda kalan sevgilere de
meyletmedim ben
Harabesi dünün
Kefil olduğum ömrün
Şüheda anılar anda saklı
mevcudiyetimden
Sapır sapır dökülen
Miadı dolmuş duyguların firarı
Hüznüm redif
Özlemim cinaslı bir haykırış
İhya etmekse yüreği
İmha edemediğim bana yapılan zulmü
Ket vurdular işte yaşama sevincime
Yenik düştüm bildiler üstüne üstük
Bilemedim onların sakladığı üşüten
cereyanı
İliklerime kadar üşürken
Üşenmeden sevdim
Uğruydum ne de olsa ümidin
Çürüğe çıkan aşkın amadesi emir eri
yüreğin
Boca ettiğinden fazlasını
Boy veren günümde kurcaladım
Kilitli yüreğin kapısını
Sökün eden nazı niyazı bu yitimin
Söküklerine asılıyım ben artık şiirin.
Darmaduman olmuş bir şehrim ben
Siması tanıdık o esintinin
Kökünden söktüğü sefil yüreği
Sallandırırken tepede
Tepegözü belli ki yitenlerin ardından
Savurduğum nidaların yoktur işte
tesellisi
Tecellisi kaderin yanmanın meali
İçimde saklı isyan ve sitem
Kalburüstü duygular kabuk bağlamazken
Çözüldü bağcıkları hüznümün
Hürmet ettiğim cihanın ahalisi
Katıksız da zimmetliyim düne
Günde kaykılan bir zemheri
İçimi titreten davudi sesi
Mevsimin sundu bir kere dilekçesini
Onaydan geçse de geçmese de
Saklıyım ben artık yiten düşlerde
Ruhumdaki sarkıt yüreğimdeki dikit
Bir buz dağı olduğunu bilemedim
sessizliğin
Mayısta bile üşürken,
İnce ince
Yağan karı katık ettim bahara
Müjdecisi mutluluğun
Coşkumun da esareti bunca bilinmeze
Elbet cesaret bulursam düşeceğim
peşine
Tüm o yitip gidenlerin
Alametifarikası ömrün ayan beyan
sevdiğim