Menzildeyim:
Meali ölüm olan bir vazgeçiş.
İçimde saklı mevsimler bense şehrin
güftesi
Hazanın da bam telinde saklı bir
resim gibi…
Ansızın irkildiğim
Kaybolup da göç edeceğim doğru zamanı
beklediğim
En çok en çok mutluluğu ve aşkı
ertelediğim…
Sicim misali yaşlarım
Şiirlerse ihbarı kaderimin
Güncesinde saklı kodaman bir bakış
Renklerin hulasası
Gövdemdeki kilitler en çok da
Yaratana yakarış.
Bir isyansa içimde ukde kalan
Bir yalansa taşa döneceğim
Bir meali var ya da yok günümün
Mecazi bir firarsa mazinin gücüne
gidecek
Yarınlarımı ise şimdiden
Delik deşik edecek.
Hazanım ve muhatabım rüzgâr.
Hülyalı gözlerim katık ettiğim kadar
Kaderime kederime yenik bir imalat
hatası da olabilirim
İmha edemediğim dünüm ve hüznüm
Gündeki yeis
Belki de baş koyduğum yolda dik başlı
reis
Hani içerlediğim
Hani için için kandığım ve kardığım
Künyemden dökülen harfler
İsmimle yaşadığım kadar
Sisinde günün geceyi ihbar ettiğim
Tanrı ve karanlık
Hüznünse kerrat cetveli adeta
yazdığım her şiir
Katıksız hazanım
Katarsis bildiğim unvanım varsın
olmasın şair
Şehrin şahikası
Kanatlarımda saklı gizemim
İzini sürdüğüm yine ve sadece
öykündüğüm dünüm
Külüne bandığım her yanığın
Yamaladığım yüreğin de tefe konduğu
Bahçemse kış köşesi
Aşkın neşriyatı cennetin işvesi
Elbet dünya gözüyle yasımı bandığım
Yaşımı saklamadığım
Şiarımsa yalnızlık ve mevsim.
Dilemması hayallerin
Varıp varacağım son nokta elbet
Yazmanın da olmaz mı bir bedeli?
Dik başlı mizacımın ehemmiyeti
Taşkındır ruhum ve aşkım ve şiarım
İmtiyaz sahibi bir kimlik
İki yakasının da asla bir araya
gelmediği sefil şair…