Rüştünü ispatlamış bir renktin,
Lavinia
Çürük elmanın sapındaki tat kadar
Yanık kokan yüreğinde saklı teferruat
Sözcük iklimi ve sen, Lavinia
Tutkulu bir aşktan öte
Hibe ettiğim sevginin paralelinde
Öncem yoktu benim, Lavinia
Anda saklı iken mevcudiyetim
Yarınların ihtimal dâhilindeki
varlığı
Yokluk ile sınanmışken bir ömür
Varsın noksan olsun üç beş duygu
Kat ettiğim yollardan kalan geride
Elbet Huda’nın eseriyim bu bilinmez
minvalde
Anlatım bozukluğu insanların
Bir düş bir gerçek ve kayıtsızlık
İhbar ettiğimdin sen Tanrı’ya
İhtiva eden neyse yüreğin intiharı
Nabzını alamazken bu sevginin
Kim bilir nerede saklı mutluluk payı?
Mevsim ve gölgen
Esaretim değil sahip olduğum
nezaketim
Ses etmeden sevdiğim doğru
Bir sus payı söylemdi madem yazdığım
her şiir
Bekası yoktu işte bu aşkın
Kimine göre Mecnun
Kimine göre imkânsızlıkta
Saf tutan şaşkın yüreğim
Kümülatif bildirgesi ömrü hayatın
Nazlı bir çiçek nazenin bir kelam
Aşkla örtüşen her duygu karşılığı
dahi olmayan
İçten bir selam.
Hükmedene itikadım
Yüzü suyu hürmetine yaşamanın
Bir ibaresi bir emaresi varsa insanın
Duygulardı kat çıktığım
Mevsimden arda kalan o güneş ışığı
Oysaki kıştım ben kılıfına
uydurmadığım
Ne yalanım vardı ne kadere itirazım
Muğlak gölgeler saklı başucumda,
Lavinia
Sevecen yüreğimden seken tek kurşun
Kaybolmanın meali bulmaksa kendimi,
Yaşattığım
Bu son hayali kabul etsin yeter ki
Rabbim