Öğün atladığım ömrün son öğüdü,
hafız:
Uzak ve yakın tüm mecralarda saklı
yalnızlık…
Hani tüylerimi diken diken eden o
devasa ışıldak
Manen zengin
Dünya dilinde çoktan göçtüğüm bir
zaman aralığı madem yaşamak…
Töhmet altında kalmanın var mı izahı,
söyle?
İmleci yalnızlık olan bir iklimde
saklıyım
Belirsizliğin ve yalnızlığın tek
muhatabı
Bir o kadar sanrılarım.
Bir peyzajdım öncesinde
Akça pakça olmanın hüviyeti
Elbet zifiri karanlıkta seçilendim
Ulağı dünün,
Gömütü ömrün
Göçebe duygularım ve farkındalık
kazandığım
Bir gün ansızın uyandım güzellik
uykumdan
Rahatı kaçmıştı ruhumun
Delişmen mevsimse ısrarla yalıyordu
saçlarımı
Girizgâhı mutluluğun, hafız
Ayrı kaldığım binlerce detay binlerce
kıta
Coğrafyası neydi sahi yalnızlığın?
Dikili duvarlar
Birbirinin gözünde kimse diğerini
putlaştıran,
İnancım ve sadık olduğum kadar
Yaratana
Çöl sıcaklarında eridim aralıksız
Yakalandığım gözleri kör eden kum
fırtınasında.
Kimine göre mum gibi dibimi
aydınlattığım
Kimine göre sönmeyen feriydim gizemin
İzini sürdüğümse umut ve sevgi
İtiraf ediyordum işte kendime
Bir bulutsa üzerine konduğum
Unutmakla ilintili idi yolculuğum
Kendimden kendime, hafız
Saf tuttuğum insanlığın git gide
alçalan çıtası
Uyduruk bir hikâye değildi oysa hayat
Kurunun yanında yaşın da yandığı
Yaş aldığım kadar yasımla içli dışlı
Tövbeler ettiğim her ezan vakti
Soyutlandığım kadar suskunluğumla nam
saldığım.
Kürediğim sözcüklerse, kalemin
sırlarımı ele verdiği
Sararan benzimle örnektim belki de
arkamdan gelenlere
Ne de olsa boşluğunu dolduruyordum insanların
Boş bulunup da sevdiğimi söylediğimde
Uzağa gidiverenler
Yatıya kalan her duygu
Yalnızlığınsa mutu
Kambersiz düğün misali
Ve işte bir düğüm daha atmıştım
içime.
Başımı yasladığım o devasa dağ
Çınarım gölgem Rabbim ve kadim dostum
Sevdiğim kadar karşılık aldığım
İnancın çıtası yükseldikçe
Yükümden feragat ettim
Tırmandığım o dik yokuş ve
merdivenler
Sarkıtı ömrün
Sevdiğim kadar mutlu ve özgürdüm oysa ben hafız
İçerlediğim şarkılar ve masallar
Masada kalan son isyandım son bardak
Atandığım mevki
Atamadığım hüzün ve nicesi
Nidalar sökün eden
Bir mazeretim yoktu oysa yaşamak için
Men edildiğim insan pazarı ve içine
düştüğüm yenilgi
Yılkı atıydı kapıda bekleyen
Dizginleri elimde
Dizdiğim şiirler ne ki yüreğimden
geçenlerin yanında?