Bir düş’ ün sağanağı idi yaşamak,
hafız ne olur bir kere düşün.
Kirli sandığında nefretin beyaza
boyanmış bir lahza olmalı insan yüreği ve göğün kapıştığı kadar yeryüzü ile
illa ki iflah olacaktır insanoğlu yeter ki iş işten geçmeden.
Hazandır muhatabı yüreğin, hafız
Azman dalgaların teneffüs ettiği bir
yalnızlık
Dikte ettiğim ölü gün geceye uyarlı
pervasız bir sağanak
Halis muhlis varlığım yerlerde şimdi
Yerle yeksan olmuş yüreğin kayıp
kabri.
Horasan tepesindeyim
Aşkın enikonu değer kaybettiği bir
cihan
Gülüşlerin solduğu gencecik
bedenlerin
Toprak olduğu.
İçimin kuytularında dahi saklı
aydınlık
Gece gözlü neşreden şiirler
Nazenin göğün müstakbel eşi iken
safran sarısı hüzün
Ve işte ihya ediyorum kalbimi
Bazen yitik ritmi ile
Yaşamanın meali de bu değil mi?
Hoyrattır rüzgâr
Delişmen mevsim kiminde esen anbean
Bazen nabzını alamadığım insanlık
Kahır yüklendiğim kadar
Kaybolmaya meyyal bir gölge misali
Peşime takılan sözcükler ne ki?
İçimde kaynayan kazanı kimse
soğutamaz
O ateş ki yüreğin neferi
Solgun yüzü göğün
Seyrindeyim ömrün
Serenat misali içimde seken nameler
Menşei aşk meali hazan
Muteber kılındığımsa yarınımda saklı