T/ara düşlerimi, Lavinia ya da terk
et benliğimi.
Bir kayradır içinde saklandığım
yalnızlığın mimarı
Aşka aş eren kumrular gibi
Dağıldığım çöl sıcaklığında
Hutbelerin eşliğinde savrulduğum bir
yürekten diğerine
Hatmettiğim aşk
Hali hazırda beklediğim bir kuytu
Unutulmuşluğun nazarında uyanık
kalmaksa bu yüreğin
Tek suçu.
Uyurgezer değil sözcüklerim
Ya da yazıp yüreğimle sevdiğim
Delişmen bir iklimde
Dağlar deviren indinde sözcüklerin
Haiz olduğumsa o tek zerre.
Uğultular saklı gecede, Lavinia
Uyumsuz mizacım sevgisizliğe
Uydurma aşkların çeperinde saklı
değilim
Önümde uzanan o tali yol
Lakin ben sapmadım rotamdan
Aç ya da tok fark etmez imtihanım
Açlıkla terbiye ettiğim nefsim ve
bedenim
Acı dediğin ne ki?
Sevginin yanında katık ettiğim.
Bir etiktir sevgi
Ekip de biçtiğim.
Bir rediftir aşk
Yürekleri ihya eden turkuaz
yalnızlığım
Tükense de gücüm
Âşık olduğum İlahi Gücün
Nazarında
Savrulduğum sömürüldüğüm kadar
yeryüzü denen
Mahzenin karanlığında
Lakin içim aydınlık, Lavinia
Ayırdına vardığım her insan
Hemhal olduğum sadece Rabbim ve
sevgim
Bir imla hatasıyım kiminin gözünde
İhbar ettiğim acılarım kefil olduğum
Sevginin nezdinde
Gidip geldiğim.
Kendimsiz bir iklimdi öncesinde
tahayyül ettiğim
Lakin ben en zarif esintiyim
Tüm zararım sadece kendime
İthaf ettiğim bunca şiiri çok görme
bana
İtikadım ve tırmandığım merdivenleri
aşkın
İmleci sözcüklerin
Üzerine serildiğim o şeffaf rahle
Rutubetli duvarlarda saklı belki de
ölü nefsim
Son nefesimi verene değin de
Ben hep seveceğim Lavinia…