Bir Uç Noktası Düşünün Sonsuzluktan Gelerek İnsanı Sonsuzluğa Götürüyor

 

Bilirsiniz bazı vakitler insana zor gelir, aşılmaz sanılan düz yollar yürünemez, aşınılamaz sanırız. Konuşmak ve telaş yerine susmayı ve düşünmeyi seçeriz mi bu işte belli olmuyor! Söylenecek düşünülecek fikirler için beklemek gerekir, bekler miyiz? Yoksa aman ne olursa olsun diyerek, içimizde daha derin yaralar açacak yola mı gireriz? Bunu yaşayana sormak gerekir, öyle ise ben kendime soruyorum. Böylesi anları çok yaşadım, bir şeyleri düşünemediğim ve söyleyemediğim sözler ve çözemediğim duygu ve hisler için, vakitler susmayı ve düşünmeyi seçtim. Bu susmak tefekkürle birleşince kalbimde deryaların kapısını açtı, her şey sırayla oluyor, sırasını beklemek gerek. Mesela, içimdeki boşluğu dolduracak bir cümle aradım, beni tatmin edecek boşluklarımı hoşlukla dolduracak diye, nefsimle dünya ile o kadar sık fıkı idim ki beni aldattığını fark edemedim ta ki içimde yeşerenleri kurutana dair.

 

Aradığım tek cümle “aşk”tı sonunda Rabbim yardımıyla buldum. İçimde sönmeye yüz tutmuş tüm duygu ve hisleri yeniden aşkın alevi ile yakarak, beni canlı tutması için yakmaya başladım. Başı aşk sonu hasretle bitse bile ben, hala aşktan vazgeçmeyenim, boşluklarımı hoşlukla doldurduğu için. Rabbim öylesine güzel yaratmış ki, aradığın bu âlemde olmasa da ahirette mutlaka var ve bu güzelliğiyle, ahiretin güzelliğine hayranlık duyarak bakmayı nasip ediyor Rabbim. Uzun uzadıya aşktan söz etmeme gerek yok, bilen bilir bilmeyene de Rabbim inşallah nasip eder öğrenir.

 

Yani kısacası demem o ki dünya malı, para, ev, araba, arsa, kazanma hırsı aşkın verdiklerini veremez vermesi de mümkün değil zaten! Rabbim ne gerekiyorsa o şekilde yaratmış, yansımasıyla cenneti aşkı yansıtmış içinde… Bir uç noktası düşünün sonsuzluktan gelerek insanı sonsuzluğa götürüyor insan buna âşık olmaz mı, daha başka ne isteyebilir ki sevmekten başka? Siz bunu birde bu şekilde az düşünün ve yorumlarınız da altına ekleyin derim selamlarımla.

Mehmet Aluç


( Bir Uç Noktası Düşünün... başlıklı yazı kul mehmet tarafından 12.09.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu