Düşlerim maviden ve ütülediğim kadar iklimin kırışıklarını bir türlü düzeltemiyorum.

Omuzlarım asla çökkün değil bilakis dimdik ve her iki omzumda da kayıt etmekte melekler içimden geçeni.

Bir teselli babında tutunduğum şiirler ve tecelli eden geceye sunduğum şükrümü, aşkıma sadık bir gönül neferiyim ben.

Naftalin kokan dünüm yok artık.

Basireti b/ağlanmış şiirler de yok.

Çivileme atladığım sözcük okyanusu elbet muradım yüreğimde sökün ediyor bir bir hücrelerim sükûnet dilediğim Rabbime bir bir sunuyorum maruzatımı.

Çatık kaşlı bir alfabe önümde duran ne zamanki yazmayı askıya alayım ve noktalama işaretleri hınca hınç içimde devrilmiş bir tren iken sözcüklerin albenisi elbet sevgi iken aşk iken hayatın lokomotifi.

Defansı günün ve işte geceye erdim.

Hümayunu gölgelerin: büyükten büyük Rabbim var benim.

Benle alakası olmayan fısıltılar ve ölü eti yiyenler bense köşeme çekilmiş aralıksız sarılıyorum niyazıma ve nazımdaki suskunluk ile biliyorum da evrenin beni kabul ettiğini bitmek bilmeyen nazımla niyazımla.

Duygular var ki körüklenen.

Sözcükler var ki şahlanan.

Huzurun patiska yolu ve şah damarımdan yakına âşık ve tutuşan yüreğim bazen kolaçan ettiğimde arkamı geriye bakmaktan vazgeçip sadece önüme odaklanıyorum.

Hırpani bir gülüş saklı ucunda kancanın göğe mıhlanmış gözlerim.

Ve o esen hoyrat rüzgâr.

Bazen kalburüstü bazen sıra dışı bazen olağan üstü.

Deştiğim yaralarım var misal ve didiklediğim yüreğim hallaç pamuğu gibi.

Öksüz sözcüklerden inşa ettiğim binlerce cümle adeta bir anıt mezar imgelerin ses etmeden yan yana dizildiği.

Ok gibi yüreğe mıhlanan acılar da var misal içimi açamadığım bir dünya dolusu insan ve lisanını bilmediğim yabancı duygular ve örtüşen ruhum ötüşen kalbim ötenazi yaptığım mazin kimi zaman ötekileştirildiğim…

İyi de ben de bu dünyanın insanıyım ve bu coğrafyanın: hatmettiğim bunca şey ve benim bilmeme ve duymama lüksüm yok mademki aşka ve bilgiye bağdaş kurdum ve işte şahlanıyor mevsim bazen deklare ettiğim bazen moralimin bozulduğu ve kapış kapış insanlar rücu ettiğim bir bilinmez ki etiği olmayan duyumlar alıyorum ve atağa geçiyor insanlar bense atıl beyin gücümle tüm irademle mücadele veriyorum.

Tutuklusu olduğum haletiruhiyem bazen sönen coşkum bazen kıvılcımlar saçan gözlerim bazen bakaya kaldığım belki de bekası ömrün şerit değiştiren bir duygu devinimi ve raks eden duygularım kümülatif bir gösterge iken bir merkezde toplanan bazense tükenen coşkum ve hasılası ömrün belki de hulasası yüreğin, söküklerimi dikemediğim bazen sayıkladığım bazen yıldız olup kaydığım bazen çiçek olup açtığım.

Muhalif olan kimse.

Muadilim olan sözcükler.

Müdavimi olduğum bir sevgi ve arayış kendimle kapıştığım bazen ben olmayı unutup biz olmanın şarkısını söylediğim ve bir köşede unutulmuşluğum ve aidiyet duyguma sahip çıkan Mevla’m ansızın hâsıl olan bir mucizede kurtuluşu yine sevgide ve iman gücünde bulduğum…

Bulup buluşturduğum duygular ve sözcükler.

Reçinesi mevsimin.

Rakımı sevginin.

Elbet bir rivayet filan da değil mutluluk. Bilakis sevmelerin çatısını yükseltip kendime d/okunduğum ve içimdeki yetim çocuğa verip veriştirdim bir ömür elbet akan yaşlarımdan şiirler yazdığım dinen coşkumdan hikâyeler ördüğüm ve bitimsiz hayallerim en kötü ihtimalle hayallerden inşa ettiğim bir cennet adeta dünyanın arka bahçesinde saklı huzur gibi umut gibi dinmeyen çeşmesi ömrün sakinlikte karar kıldığım yine de eksik olmayan hüznümden yaşadığım arbedeler sayesinde infilak eden yüreğim.

Bir minval ki yalnızlık.

Bir melodi iken sessizlik.

Bir mizansende saklandığım bazen bir kuytuda unutulduğum bazense güneş olup doğduğum ve ay-dede misali güller açan güzel yüzünde mevsimin yıldızların kayrasında salınan bir melek gibi göğe her konduğumda Rabbimle ve mutlu mazimle buluştuğum.

Sondan başa sayarken arada kalan rakamlardan bir çetele tutup sevdiklerimle mutlu olmama vesile hayal gücümde sınır tanımazken bazense sınırlarımın ihlal edildiği ve sinmeden bu yalan dünyaya sızmadan acılarım sezdirmeden insanlara ne bir serzeniş ne de hezeyan elbet varlığımı daim kılan Rabbime duyduğum aşk ve şükür ile yeniden doğduğumun müjdesini verirken iç sesim asla da yenilmediğim kadar yanıltmadığım insanlara sunduğum devasa yüreğim ve içinde saklı iken beklentisiz sevgim…

Hani, olur da olur da…

Olmazın oluru bir coşkuyu da katık ederken haiz olduğum o tek zerremle sonsuzluğa da vakıf olmanın coşkusu ve verdiği huzur ile aralıksız Rabbime şükrettiğim…


( Hani Olur Da... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 25.09.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu