Bu tür eşitleşme sembolizm köleci başlayışla yürünen yol içinde oluşan köleci bir kolektif (ortak) akıldılar. Geçmiş miraslı kolektif depolu anı içinde beliren firarilerdi.

Kölenin efendiye karşı direncini oluşmaya başladığı süreçler içinde, Efendiler; muunun günü gibi ritüeller içinde, onuru kırılmış kölelerin onurunu taltif ediyordular. Bu durum köle kişilerin psikolojisine de iyi geliyordu.

Köleci sistem içindeki "tarihsel kulluk bilinci" hem bir köle ile efendinin "eşitleşme" hayaliydi. Hem de köleci aczi yetin köleci sisteme "biat" kültürüydü. Duruma nereden bakarsanız durum orasında yansıma verir.

Eşitleşme yansımasında MÖ. 73 de Spartaküs gibi, MS.840-886 yılları arasında kuzey Afrika ve Irakta Abbasi Halifelerine karşı başlatılan zenc ayaklanması gibi "dirençler" çıkacaktı. Biat yansımasında kadere boyun eğişin tevekkülü çıkacaktı.

Birinci El mana anlayışı, kolektif alan içinde kolektifin malı üzerinde mülk sahibi olma iştahı kabaran kişilerin, kolektif alanla kendi kişi mantığı arasına koyduğu ayrıştırıcı salt mülk sahibi olan bir Eldi.

İkinci bir El mana anlayışı da, birincisinden sonra ve birincisine karşı mülk sahibi efendi ile köleleri arasında geliştirilmişti. Bu acıyan, merhameti olan, kullukta eşitleyici tevhidin bir El mana anlayışıydı.

El efendi ve köleleri arasında sanaldı. Meşruiyeti olmamakla birlikte köle ve efendisi arasına meşruiyet yapılan bir bağlanıştı.

Oysa kolektif alanlarda ortaklaşmacı güç, kolektif emek, ortaklaşmacı kapasite somut bir meşruiyet ve kurucu inşanın temel kaynağıydı. Somut bir kolektif alanın kuvvetiydi. El kendisini düşmanı olduğu ve üzerine asalakça inşa olduğu kolektif alana göre ve kolektif alanı ayrıştırışa göre söyleyip yansıtıyordu.

Efendi ile köle arasında konumlanan sanal El mana anlayışıyla efendi kölenin eşiti olmuştu. Köleler ihsasla El anlayışına göre efendi kölenin eşiti bir kul olmakla, köleler efendiye karşı eşitti. Köleler açıktan efendinin mülk gaspına karşı çıkamıyordu. Bu eşitlik kulluğun rızası gereği efendiye karşı direneceklerdi.

Sanal bir köleci El anlayışı içinde köle efendisinin eşitiydi. Bu anlayışla "O da senin benim gibi El 'in kulu" deniyordu. Bu eşitleşme söylemi içinde köleden efendiye karşı eşitleşmenin meşru bir direnç hakkı doğmuş oluyordu.

Yani El 'e kul olma söylemi içindeki "kullukta eşitleşme" nedenle kölelerin eline efendilerine direnmeleri için meşruiyet bir hak kaynağı geçmişti.

( El Felsefesi Ve Tarihsel Yaratılışın Kaynağı 14 başlıklı yazı Uraz Bayram tarafından 7.11.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.