İSTERİM

Seni hep özlerim hey Çanakkale!
Toprağına yüzüm sürmek isterim.
Şehit kanlarıyla hercümerc olmuş
O yerlerde vasla ermek isterim.

Nice küffar yıllar yılı yaşamış,
Her birisi diğerini budamış.
En sonunda Türkler başlar adamış
O başlardan haber sormak isterim.

Hun atları gelip geçmiş bir ara
Baskın gelememiş çokça küffara
Bakmışlar gem tutmaz bu koca dere,
O derede neler görmek isterim.

Altı yüz sonları yedi yüz başı,
İslâm orduları bağlamış taşı,
Kazan kaynatmışlar vurmuşlar aşı
O aşı ben dahi karmak isterim

İslâm orduları güzergâh etmiş
Geçip İstanbul’a şehri kuşatmış
Her gelip geçişte bir huzur katmış,
Huzurda divâna durmak isterim.

Bin yıl geçmiş dedelerim varmışlar,
Alp erenler nice çadır kurmuşlar,
Toprağına “Türk” mührünü vurmuşlar,
Vuranlar ruhuna varmak isterim.

Selçuk atam uzatmış bir kolunu.
Karesi Bey açmış esas yolunu
Orhan dedem dermiş en son gülünü,
O gülleri ben de dermek isterim.

Murat Han boğaza dedi:Türk malı!
Toprağı titretti atların nalı,
Fatih’e serilmiş bir atlas halı,
Gelip geçişini görmek isterim.

Doğu kıyısında Sultan Kalesi,
Kilit Bahir selâmlıyor herkesi
Burada sıkılmış düşman nefesi,
Eşi var mı diye sormak isterim!

Girişte Kum Kale ve Seddülbahir…
Yüreği titriyor geçen her sefir,
Borazan öttüren nöbetçi nefir,
Yanında esasta durmak isterim.

Nice sultan ve bey pek emek vermiş,
Osmanlıda âbad olan diyarmış
Nice yıllar medeniyet kabarmış,
Dünden yarınlara dermek isterim.

Barış hükümranken başak bin salmış.
Bir ekmiş ahâli milyonca almış,
Yüz yıllar burada huzura dalmış,
Huzursuza kötek sarmak isterim.

Kuru odun diksek belki yeşerir…
Toprağı pek mümbit gören şaşırır.
Gelip geçen durmaz fikir aşırır
Gözü olanları kırmak isterim!

Yüz yıllar sığamaz üç beş kelâma,
Şimdi gelelim de biraz yakına,
Bak yedi düvelin pis suratına
Atılan tokadı yormak isterim.

İki Alman gemisiydi bahane,
Dediler ki; 'Bu rastlantı şahane,
Köle olsun bütün Türkler cihane.'
Diyenleri düşündürmek isterim.

Bin dokuz yüz on dört, aylardan Kasım,
Bütün dünya karşımızda tek hasım
Tarihler utanır, ağlarken masum
Vahşete hak deyen, parmak isterim!

Mehtaplı geceler döktü göz yaşı,
Kan doldu yurdumun ekmeği aşı
Rus, İngiliz, Fransız düşmanın başı
Bize düşman başı kırmak isterim.

Kuşattılar dört bir yanı denizden,
Hiç ders almadılar tarihimizden
Korkar mı Türk oğlu Besmelesizden?
Düşmanın ceddine sormak isterim!

Bir Mart sabahıydı en büyük hücum,
Başladı denizden karaya geçim,
Kurşunlar boşaldı hep sicim sicim
Boğazın dibinde görmek isterim.

Her karışı karışmış et ile kanla.
Kemikler yeşerir yağmur zamanla…
Seyit’in mermiyi sürdüğü anla,
Niğdeli Ali’yi sormak isterim.

'Allah! ' Deyip Seyit tuttu mermiyi,
Kılavuz gönderdi Niğdel(i) Ali'yi
Dört kişinin zor tuttuğu gülleyi
Ocean (Oşın) bacasında görmek isterim.

Hele bir bak Yahya Çavuş siperde,
Ege’ye selâmda Sedd-ül bahirde,
Ölümsüzlük tadan altmış üç erde
Mis kokularını sormak isterim.

Dört sütun üstüne koca âbide
Kanat olmuş yüz binlerce şehide
Dünyada emsali yoktur, nâdide
Gölgesine varıp durmak isterim.

Şehid-ül azamdır her biri burda,
Hele bak ayağın altına dur da,
Şehidim secdede durur çukurda
O çukura ben de girmek isterim.

Silahı pek kıttı zırhı imandı,
Dövüşürken aman vermez, yamandı…
Allah deyip kitabına inandı.
Dilde tekbirle bağırmak isterim!

Gökten yağmur değil, mermi sağıldı.
Savaşı kazanan silah değildi,
Merhamet bilmeyen düşman eğildi.
Kem bakan başları kırmak isterim.

Yemen’den Kafkas’tan gelen her erde
Vatan aşkı oldu derman-ı derde
Türklüğüyle gurur duyan her ferde
Dert ile karışıp durmak isterim.

Türklüğün güneşi sönemez asla!
Şehitlik şerbeti içilir tasla,
Kefen biçenlerle yeni bir fasla,
Başlayıp düşmanı yarmak isterim.

Dul kaldı hep nice gelin kocadan
Yetim kaldı binler sabi babadan
Silah yaptı dirgen ile yabadan
Kopan kollarını sarmak isterim.

Atam emrediyor; Öleceksiniz!
Ölürken mutlaka güleceksiniz
Cennette bahçeler bulacaksınız
Bulanlara başım vermek isterim!

İki yüz altmış bir gelse de dile…
Destanlarca ölmek ölüm mü hele?
Cennette bahçeler dolduran sele,
Şehidime selam durmak isterim!

Din, vatan, millet büyük mürüvvettir.
Davet büyük yerden kaçan namerttir.
Şehâdet en güzel eşsiz servettir
O servetten pay çıkarmak isterim.

Aylarca kan aktı derelerinden
Şehidim vurulmuş nerelerinden?
Kazın, taze kanı gurelerinden
Görüp gülenleri vurmak isterim.

Aylar boyu dönüp durdu gemiler,
Eskiler battıkça geldi yeniler,
Kuduz köpek olmuş durmaz çeneler
Kırık çeneleri dermek isterim.

Ölümden öteye yol sora sora,
Koştu Mehmetlerim her yanı yara…
Türkleri düşürmek isteyen dara,
Yok oluşlarını görmek isterim.

Dünya Türkü tekrar tanıdı burda.
Dedem kefereyi sokar mı yurda?
Allah’ı onu hiç bırakmaz darda
Son gücümle hep haykırmak isterim!

Hava ıslak, döker gözün yaşını
Güneş kahırından açmaz başını,
Kaç kardeş kaybetmiş öz kardaşını
Çanakkale senden sormak isterim.

Toprağa basarken yüreğimde kan,
Her yerde hatıra, binlerce nişan,
Böyle bir savaşı acep yaşayan,
Var mıdır, yok mudur sormak isterim.

Kendileri medenidirler güya...
Saldırırken etmediler hiç haya,
Onlarda uçak var, Mehmetler yaya!
Bu asil destanı sermek isterim!

Deyin bana, medeniymiş, hanginiz?
Vahşette bulunmaz asla denginiz.
Siyah mı, beyaz mı nedir renginiz?
Karadulu ağarttırmak isterim.

Derya bir milletiz, gölde kalmayız
Göllere yakışan nâmı almayız
Diz çökmeyen düşmanları salmayız
Dünü tekrar kıskandırmak isterim!

Çanakkale dile gelse konuşsa
Gencim öğrenip de pek çok çalışsa…
Milletinin yarınına yarışsa …
Lâyıkıyla iş başarmak isterim.

Hacca gitmek bize farz bir ibadet,
Vâciptir mutlaka asıl ziyaret,
Şehitlikte yatanlara şâhadet
Dileyerek yüzüm sürmek isterim.

Şehitlikte gezen açarsa gözü …
Dün ne imiş, şimdi ne olmuş özü?
Tarihi bilmezse kızarır yüzü
Acizane hissettirmek isterim.

Kırk beşimde kırk beş dörtlük bağladım,
Bu destana bir zerrecik sağladım.
Bazen sustum, bazen coştum çağladım.
Gençliğimi uyandırmak isterim.

Karadul: Karadul örümceği erkeği ile sevişirken, eşini başından yemeye başlarmış. Erkek örümcek, zevkin doruğunda, ölüme koştuğunu anlamazmış bile.

(NOT: Bu şiir Çanakkale Turizm Tanıtma Derneğinin 2001 yılında yaptığı yarışmada 1467 şiir içinde ikinci olmuştur.)

( İsterim başlıklı yazı yamanhoca tarafından 17.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu