Elbet biz de isteriz çok ağızda gezelim,
Bir dizi kelimeye bin bir mânâ dizelim
Okuyanlar mutlaka bizi övecek değil…
On okusun bir bilsin, yeter bunu sezelim.
“Kelâm-ı edep” ile söyleriz sözümüzü,
Bizi eleştirene yummayız gözümüzü,
Genç düşünen
dostlara birkaç söz fısıldadık,
Her
zaman ve her yerde bilsinler özümüzü.
“Dokuz düşün bir söyle” insanlığa düstûrdur,
Üstâdların sözleri bizim için desturdur
Kemâlâta yükselen kelâmı esir edip,
Eğdirmeyiz kimseye, fermânımız “Has dur!”dur.
Yaş, liyâkat ve makam, saygı duyarız elbet…
Kimseye boyun büküp dilemeyiz merhamet.
Yalnız “Hakk Divânında” el bağlarız şevk ile
Kırk yere mum yakmayız, şanımızdır asâlet.
Sabrımı denemeyin, yılmaz kale gibidir,
Kolumuz bükülmez hiç, meşe dalı gibidir,
Bilenler bilir elbet, bilmeyene sözüm yok
Dostluğumuz çıkarsız, “Anzer balı” gibidir.
Dalkavuk olamayız
Allah’ın bir kuluna,
Olmaz işleri asla uydurmayız yoluna
Kanun, kural ne ise uyarız uygularız!
Zevâl olmaz Yaman’ın kalem ile koluna.
ZEYBEK HAVASI Sh. 8