Üç noktalı özlemler biriktiriyorum
yüreğimin sarnıcında ve de şaşkın bir ünleme meyleden bitimsiz hasretim kendime
duyduğum kırgınlık ve kızgınlığın yanında lal olmuş söylemler varamadığım
yakanın çapkın bakışlarında.
Naçar bir iklimim ve nasıl da derdest.
Tozutan bir faniyim tozunu attığım
yılların özlemi hala içimde.
Devşirmen bir sancıyım müptelası
aşkın kaynakçamsa hüzün.
Gövdemdeki kırık çıkıklar ve aklımın
alfabesi.
Hüzne sirayet eden göğün sitemin ve
aralıksız
Eşlik eden sirenlerin güftesi adeta
Sökün eden güne öfkem
Geceydi aslında içimde biriken
Mevsimin na’şı mı?
Yoksa kuyruk acısı mı kayan yıldızın
Kopan kopçası benliğimin
Tasa yüklü bir denklem gibiyim
Nakşeden gün
Neşreden hüzün
Bil mukabil hayat derken kopan
kıyamet
Varsa yoksa yalnızlık
Yükselen tansiyonuma delalet
Nabzımı alamazken
Nakil aracında saklı bir hasta gibi
İçimin dirlik birlik ç/ağrısı
Kefil olduğum düzen
Temaşa ettim mazin
Köpüklü kahvenin kulpuna takılı aklım
Ve elimden kayıp giden mazim ve zaman
Tanrısal bir iç çekiş
Debdebeli dış sesin mahareti
Yetindiğim kadar kendime
Yetemediğim insan denen tutarsız
iklime
Kayıp bir ritim beni çağıran
İllet bir rüzgâr içime üfüren.
Sevdalı semazen
Kaykıldığım eksen
Endamlı gülüşümse babadan kalan
Kala kaldığım bir başıma
Anne kokan hüznün telaşında
Seken bir kuş
Sokan yılan
Sevk ettiğim her vazgeçiş
Efkarı üstünde tüten bir halvet
Hasret çektiğim mutlu günlerim
Aşka adak
Yüreğe bıçak çeken
Kamikaze sözcüklerin ikbali
Varsa yoksa burnumda tüten bir mevsim
Ait olmadığım zamanın ve neslin
Nefsine teslim olmadığım kadar
Aldığım her nefes benim için
Kâh eziyet kâh şükür vesilesi
Kayıp bir ırkın temsilcisi adeta
içimden geçen
O alt yazı
Günlerin bekası
Mazi ise bakaya kalan sırdaş bir
sezgi
Hazan mahsulü gülüşümden
Esinlendiğim günün
Mizacı ve bir bir s/ektiğim zemin
Evreleri kayıp bir döngünün
Bahşedilen nefesi mademki boşa
harcadım bunca zaman
Ve işte üstü örtülü mizacımla
Kayıp gidiyorum ben de yıldızların
postasında
Yoktan var eden Rabbin rızasıyla
Men ettiğim kötülük ve nefret
Açık ara farkla uzaktayım dünyadan
Kendime koştuğum ne ki?
Kendimden kaçtığım mazinin güftesi
Şerh düşülesi bir gün daha sonlandı
Yağmayan methiyelerden arda kalan
Sadece devasa bir hayal kırıklığı
Üç noktalı özlemlerime caka satan
tılsımlı
Değneği evrenin
Tedarikli sevdiğim çok mu belli?
Sonunda sıra kendime gelmişken…