Sözcüklerin yükümlülüğü bazen kesat
bazen kesif yalnızlığın giydirdiği bir yelek gibi, kelimelerin şapkasına
duyduğum hayranlık baş göz ettiğim satırlardan yağan kar misali.
Bir hengâme ki yaşam belki de dipsiz
bir kuyu
Şeceresinde günün, şüheda mazinin
kırıklarından yansıyan bir acı
Belirsizliğe zimmetli gövdemden arda
kalan
Ruhuma ektiğim tohumlardan biçtiğim
manen yaralarımı
İyileştirdiğim göğün komplimanı
Bense bir kırlangıç misali
Salındığım yerin göğün dermanı
Saklı en derinde s/üzülen yüzümden
Düşen bin parçanın denk düştüğü bir
demet gül gibi
Kendime sunduğum hezimet
Eziyet addedilen gel gör ki cezbeden
sözüm ona nice meziyet
Rakımı kayıp sözcüklerin
Redifler saklı izinde
Sürüklendiğim bir düş misali
İçime serdiğim kilimde
Tozlu bir yolluk gibi
Halının pelüş dokusu
Aşka hükmeden özlem gibi
Yalnızlığın kendine has kokusu
Kurunun yanında yaş da yanıyor madem
Matemimle örtülü ocak başında nöbette
Yaktığım mektupları sunduğum altın
tepside
Bir fasıl ki
Bir de hasılası dünün…