Ailenin ilk göz ağrısı iken insan
hele ki aileye çok geç katılmış ilk çocuk olmanın hem güzelliğini hem
zorluklarını yaşadım bir ömür ve yaramaz bir çocuk olduğum kadar yalnız da bir
çocuktum ve oyunbaz ve işte o zamanın şartlarına göre oyun parkına gideceğime
sözüm ona oyun bahçesi eve getirilmişti ve ben kısıtlı bir alanda bilfiil hapis
oyun oynamanın tadını çıkarıyordum ta ki oyun bahçemin altını kırıp da oradan
firar edip evi talan etmeye yol almışken.
Oysaki ben sadece bir çocuktum ve
ufacık yaşımda dahi çok sevmeyi ilke edinmişken ve yalnızlığımın duvarlarını ta
o günden beri kırmayı becerdim ve işte firari yolculuğum o gün bu gün devam
etmekte
Ruhuna müptelayım gizemin bazense
ayrık otu addedilen yaşlı ve yaslı yüreğim.
İklimlere meylettim dingindi doğam
öncesinde
Esef etmeden kendimi sevdiğim de malum
dünün güncesinde
İstifliydi oyuncaklarım ve oyun
bahçem
Odanın ortasında
Ben ki babasının kınalı yapıncağı
Can simidi bebeklerim aklım ise
firarda.
Çocuğum altı üstü
Tepindiğim oyun bahçem adeta devasa
bir havuz
Yüreğimin, künyemin sabitlediği
firarım
Dişe dokunur nasıl da çalınmış
özgürlüğüm
Yorgun değil hem bedenim ve de
duygularım
Aklım fikrim oyunda yalpaladığım
kadar
İçimde kaçkın hayallerim ve hayali
arkadaşlarım
Mizacımsa o günden belli
Öteki beriki yok hem yanımda
Yandaş bildiğim agu agu sözcükler
Ağasıyım evrenin ve çocukluğumun
Küçümen öyküler yazdığım habersiz
Havayı içime çektiğim kedersiz
Hem sisi de yok ruhumun
Sevdiğim çok sevdiğim oyun hamurum ve
annem
İçtimada maaile
İsyanım devirirken yastıkları
Muadili olduğum yalnızlıksa adeta bir
harabe
Düşüm ben bir düş
İçine düştüğüm o kısıtlı alan hali
hazırda çağırdığım çağladığım
Ne hüzün güftem ne de derdim tasam
Karnım acıktığında yaygarayı bastığım
Yetmedi evdeki yastıkları camdan
attığım
İçimde hare
İçimde coşku ve sevgi
İçtiğim su misali
Sular seller gibi yakardığım annem
Yeter ki tutup elimden
Çıkarsın beni sokağa ve o devasa parka
tayin olsun bedenim
Ki iklimlerden yalnızlık sönüversin
Ki edindiğim arkadaşlarım da
misafirliğe gelsin
Gün süzgün
Yürek çılgın
Çocuk neşem ta o günlerden miras
Hecelediğim ve ilk, baba, dediğim
Nazlısıyım babamın ve peşinde
Pişekâr sevinçlerim ve yaramaz
varlığım
Nasıl da oyun ve hınzırlık peşinde
Ve işte ansızın
Ve işte günün birinde altını
ayırdığım ayaklarından
Oyun parkımın
Ve ansızın açılan devasa bir pencere
Ve işte firardayım evin her köşesinde.
Demem o ki:
Kısıtlanan yüreğim o günlerden hatıra
Hep gözaltında göz hapsinde
Çocuk olsam ne ki ve de yetişkin
Aşkın inzivaya çekilmediği
zamanlardan geliyorum
Aşk ile bağlandığım hayat ve
oyuncaklarım
Bir o kadar hayatı oyun bildiğim
Her halükarda hayata ve insanlara
sevdalı
Bir mahzense yaşadığım içinde
Bir mazlum yürekse esen rüzgâr
tersten içime
İçmediğim sözcük mü kaldı?
Elimden nice oyuncak ve kitap
Ben ki aşkın ambarında bazen
savsakladığım duyguların
Hızına ben dahi yetişemezken
Acıları değil sevinçleri yüklenmeli
insan ezelden
Bir oyun parkı deyip de geçmeyin
Hala çocuk hala muzip
Bir sevda deyip de yok yere
yeltenmeyin
İnsanın içinden gelmeli sevgi
Ve o gün bu gün sunulan kaderim altın
tepside
Yasadığım yaşadığım iklimlerin
nezdinde
Kaç bin yaşında olsam da dün gibi
yaramazlıklarım
Mızıkçılık yaptığım arkadaşlarım
Ben değil mi ki sevmeyi sevdim
Ben ki iklimlerden devrildim
Ben ki…
Her halükarda ansızın firar
edebilirim
Çünkü ben güneşim belki mehtap aşikâr
Yıldız
Bazense bir çiçek ve ümmeti sevginin hâsıl
olan ıssızlık
Sevecendir merhametli yüreğim
Sektiğim bir bir iklimden diğerine
Nazenin sevgim ve mealim
Hala da çocuk kalmak varmış kaderimde