Depremin üzerinden bir haftadan fazla bir zaman geçti.
İlk gün yazı, ikinci ve üçüncü günü şiir yazmaya çalıştım, üstatlarımın
eserleri yanında her ne kadar şiir sayılmasada. En azından duygumu paylaşmak
istedim.
İlk günler çok sayıda şiir okudum, içim paramparça oldu. Şu
saatten sonra ne deprem şiiri yazmak ne de deprem edebiyatı yapmak içimden
gelmiyor. Duygularını paylaşan arkadaşları takdir ediyorum, yanlış
anlaşılmasın. Sanki hislerim söndü. Şu saatten sonra yazacağım her şiir
gerçeklerin yanından hafiften de öte bir şekilde hafif kalır. Şu saatten
sonra histen ziyade fikir beynimi zorluyor. Ben ne yapabilirim? Ben ne
yapabilirim? Ben ne yapabilirim?
Güzel, pratik ve işe yarayan fikirlerden imkanlarım doğrultusunda yararlanmaya
çalışırım. Mesela geçenlerde yakınlarımdan biri konteyner ev fikrini savundu ve
depremzedelere konteyner ev ulaştırmak istediğini anlattı. Aslında konteyner ev
kampanyasını görmüştüm ama pek sıcak bakmamıştım. Yakınım konuyu iyice izah
edince fikri beğendim, benimsedim hatta sahip çıktım. Kampanya hakkında yeterli
bilgi edinip telefon rehberimde nazım geçtiği kişilere özel mesaj
gönderip davet ettim.
Diğer bir fikir, depremzede bir ailenin hesap numarasını alıp her ay burs
vermek fikirini bir kuruma ilettim. Daha önce böyle bir şey düşünülmemiş ama bu
fikir benimsenip kampanya kapsamına alınacağı söylendi.
Güzel fikirleri paylaşıp daha geniş bir kitleye yayılmasının gerektiğini
düşünüyorum. Acizane bir kaç fikir paylaşmak istiyorum ve biliyorum ki bu
sitede daha orjinal, parlak fikirler var. Umarım arkadaşlar paylaşırlar,
istfade ederiz.
1) Yukarıda izah ettiğim gibi konteyner ev projeleri var, imkanlar dahilinde
katkı verilmesi sayesinde nice depremzede geçici de olsa ev sahibi olacaktır.
2) Depremzede aile veya talebelere burs gibi aylık yardım yapılabilir, en azından
maddi sıkıntıları azalır, O kadar derdin arasında ıase derdiyle uğramamaları
gerektiğini düşünüyorum.
3) Her şehre depremzede yerleştiriliyor. Yakınımızdaki
depremzedeleri ziyaret edip onların derdine ortak olmak dünyalara bedeldir.
Özellikle yaşlı depremzederin derdini dinlemek onlara yapılacak belki de en
faydalı davranıştır. Gençler en azından sosyal medyada aktif, birileriyle
dertlerini paylaşabiliuorlar. Ya yaşlılar? Hem depremzede, hem de gurbet
elde...
Depremzedeleri en azından çaya davet edip gurbet ağrı ve
sancıları hafifletilebilir.
Ben şu an yurt dışındayım, Konya'ya geldiğimde yapmayı
düşündüğüm ilk şey yakınımdaki deprezedelerle tanışıp onların dertlerini
dinlemektir. Gurbette yaşamanın ne olduğunu iliklerime kadar bilirim...
Herkesin az veya çok (fiilen) bir şeyler
yapabileceğinden eminim, azla yetinmeyelim...
abdullah konuksever