Esen Rüzgardan Sorun Beni...


Düşlerimden asın beni: azade yüreğin ufkunda saklı iken sevincim ve gözyaşım, esen rüzgârdan sorun beni.

Bir yıkımsa addedilen ya da bir yitim elbet tehir edilesi mutluluk ve künyesi kayıp zamanın bazense zincirleme bir kaza gibi metruk hecelerin vebali.

Israrla yâd ediyorum dünümü ve hüznüm büyüyor.

Israrla hicap ediyorum kendimle ilintili ne varsa boykot ettiğim kadar boykot edildiğim ve aşkın hükümranına sokulup sessizce soruyorum:

‘’Sevmeyi seven yüreğimden iman gücümü eksik etme Rabbim ve sahiden de hak ediyor muyum sevgiyi?’’

Meali hiçlik kokan.

Müdavimi olduğum yalnızlığın Bakara suresi.

Meftunu olduğum yaşamın Nas suresi.

Elham okuyup içimi deştiğim dünün ertesi huzura biat bir aşkı dilimleyip pay ettiğim sözcüklerin rövanşı.

Kıblemde sararan yapraklar sanırım göç mevsimine ulaştım.

Ruhumda soluklanan umudun güncesi elbet teşrif eden hayallerin de nüktedan esintisi.

Günler ve geceler dilemması ömrün.

Sözcükler ve imgeler, arka bahçesi hüznün.

Göğe teğet geçtiğim asılı kaldığım ebemkuşağı ve tecrit ettiğim duygularım bir o kadar teşrif edilesi.

Ruhumdaki fısıltılar Sağır Sultanın dahi kulağına gitmişken, öykündüğüm dünümden sökün ediyor hatıralarım ve sevdiklerimin ve sevginin hatırına biçtiğim tarlayı harmanlayıp da yalnızlığı dik başlı bir açıda büyütüyorum bakış açımı.

İklimler seyrelen saçlarında ağaçların…

İkilem yüklü mizaçların beni şaşkınlığa uğrattığı.

İdrak ettiğim kadar idame ettiğim ve ifa ettiğim ve bir saldırıya maruz kalıp göğün kırbaçladığı iç sesim.

Ne yerdeyim ne gökte:

Yerin yedi kat dibinde ve göğün en tepesinde.

Optimum noktada saklıyım arz-talep eğrisinin belki de ders notlarımdan arakladığım bir çan eğrisi kulaklarımı çınlatan ve gece gördüğüm rüyalardan yeni hayatlar inşa ettiğim…

Halay başıymışım rüyamda ve kim varsa beni seven sevmeyen, tahayyül etmenin imkânsızlıklarını rüyamda yaşıyorum ve kale alınmadığım tarafınca her kim ise talep bulmayan sevgim ve arzı endam eden iç sesim ve dünde kalan arkadaşlıklarımın gerçeğine rüyamda eriştiğim.

Renklere olan düşkünlüğüm ve tepesine konduğum göğün mimarisi elbet Rabbin tecellisi ve iklimler dikip iklimlerin söküklerimi yok saydığı çünkü ben de bir iklimim çünkü yüreğimin sökükleridir beni yaşatan bunca acının hulasası ve açamadığım bir kutu iken kimi zaman alt belleğimde saklı ve rüyalarımdan firar eden duygular ya da duygularımdan sökün eden rüyalar.

Hayatın albenisi mi?

Ve de yoktan var eden Rabbe şükrettiğim…

İzafi kayıtlar tutanaklara geçsin o halde ve yerleşkesi olsun umudun nasıl ki semirendir yüreğim ve hüznüm yeter ki son bulsun acılarım.

Aymazlığında günün yarınlara fiyat biçen haris yüreklerden korkan sübyan feryatlar ve çocuklar.

Gelincik tarlalarında dolaşan yel gibi.

Yüreğin ambarında semiren yas gibi.

Bir ricanın kabulü ve aşkın eşrafı ve yalnızlığın büyüsü.

İçimde büyümeyi erteleyen bir çocuk var iken mümkün mü erişkin kimliğime atıfta bulunup mutluluğu ertelediğim kadar mutlak kaygılardan çıkıyorum belki de yola.

Ya da yoldan çıkmamak adına tehir ediyorum pek çok şeyi.

Tevazu yüklü ismim ve varlığım ve tokalaştığım kaderimse bana çok şey anlatıyor ve izini sürüyorum gizimin aslında saklı öznemi emir kipi ile eşleştirip kendimin emir eri oluyorum.

Bohçam ağır.

Yüreğin bütçesi çoktan iflas etmiş.

Nazenin göğün renk cümbüşü ve işte yaşama sevincime eşlik eden o bitimsiz ve gaipten gelen coşku.

Hürriyetim ve hüviyetimse dünde saklı ve maruzatım ne var ne yok, geri çekilip biliyorum da ta baştan diskalifiye olduğumu ve muntazam adımlarla kendime yaklaşıyorum bir o kadar kaçıyorum da kendimden ve kaçırdığım güzel yılların hesabını soruyorum içimdeki kâhine ve ara ara kurcalıyorum mazimi ve akışkan hüzne rağbet etmesem de hüznümden çıkıp da yola vardığım hidayete şükrediyorum yoksa an itibari ile ben asla eski ben olmazdım.

Yeniden doğmanın da müjdecisi iken hayal torbam ve kalemin izini sürdüğüm kadar da mutlu ve umut doluyum sevgiyle boy ölçüşen kim varsa hazırım da sevgimi ispatlamaya en azından yaşadığım sürece muaf tutulsam da pek çok şeyden ve mutluluktan razıyım da kaderimi yaşamaya yaşattığım kadar kederimi içimde iç sesime de aşina ve âşık bir Leyla sıfatı ile dönendiğim hayatın dik yokuşlarında ve engebelerinde…

 

 


( Esen Rüzgardan Sorun Beni... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 7.03.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu