Eşek bir defa gittiği yolu
asla unutmaz, bu yüzden değerli
ve makbul kurban sayılan
"develere kılavuzluk" yaparlar... Eşek,
bir mühendis gibi yokuşları
matematiksel bir eğimle
kastederek, kısa mesafeleri de
virajlar alarak çıkar.
Eşek,
bir kere düştüğü çukura
ikinci kez düşmediği gibi,
bir kere bastığı bataklığa
bir daha basmaz...
Eşek,
sıpasını doğururken kimseden
yardım almaz, bakımını ve
eğitimini kendisi verir...
Eşek,
kendine iyilik yapanı da,
kötülük yapanı da asla unutmaz...
Eşeğin gözleri harikadır, yakından
bakınca içinde kaybolursunuz...
Bu yüzden bazı insanımsı
yaratıklara eşek demek,
eşeklere yapılmış hakaret olur.
1950’li yıllarda Amerikalı
mühendisler gelmiş Türkiye’ye.
Küçük Amerika olacağız diye
ilk heveslendiğimiz günler.
Bir kısım imar çalışmalarına
rehberlik ediyorlarmış.
O zamanlarda bizde yol güzergahını belirleyecek alet yok, eleman yok..
Nafia mühendisleri eşeği
yokuşa sürüyorlar, arkasından
elemanlar şeritmetre çekiyor
ve eşeğin ayak izlerine kazık
çakıp istikamet belirliyorlarmış.
Bunu gören Amerikalı mühendis,
pratiği kavrayamamış ve sormuş: