Alı al moru mor bulutlar…
Ah, depreşen kaygılarını büyüten umut
yüklü tapınak
Aşkın lades dediği esintide saklı o
minval…
Aşkın şah damarından yakın kozası
ömrün
Kanaviçelerle örülü kördüğüm
Bir ışık bir nida
Sultanı aşkın yalnızlığın da
Kayrasında saklı ihanet yüklü
benekler misali
Serpintisi hüznün
Sarmalında yerin göğün…
Bilinmeze dair bilindik tek kelime
İlla ki aşk illa ki
Doğasında saklı nüans ve nice bilmece
Kayrasından koptuğu
Kaplıcaların donduğu
Bin ışık yılı uzakta mutluluk
Göğün tek konuğu illa ki ufuk
Bir resim bir recim
İfası imkânsız tümden gelim
Veryansın yüklü gezegenin tininde
saklı metanet
Bir renk bir rakım
Lades diyen takıntılı evhamlı
saltanatı bilinmezin
Kelaynak kuşlarına özenen yakut gözlü
mevsim
Yareni sancılı bir mevta
Kuluçkaya yatan doğanın saklı
hülyalarında
Bir açan bir solan
Dehşetengiz melankoli
Cebinden dökülen her kuruş aslında
bir melodi
Misali
Gergin ipin düşmezken tansiyonu
cambazın
Adeta bir cennet
Hünkârı hür belleğin muhtevası
Zincirlere tutsak yüreğin
İçre yolculuğu ettiği her dua
Damdan düşenin halini anlayan sadece
Huda
Ve işte rehavet yüklü gezgin yüreğin
semada saklı sırları
Serden yardan vazgeçen büyüsü evrenin
Serveti sadakası derinde saklı