Sheriphe: İvan'ın Kız Kardeşi 

Asia: Kara  Yüzün Kız  Kardeşi

İvan : Duygusuz Bir Adam 

Kara  Yüz : Asia'nın Abisi

Jandarma eri: Hapishanede Nöbetçi


Hayatlar bizim mi de
Günahları bizim olsun
Kötüler günahınız geçti bana 
Yanlış başladım hayata

                       Sheriphe 


BİRİNCİ BÖLÜM- Adi Takas

Anadolu'nun yoksul bir dağ köyünde, 1964 yılının Temmuz ayındayız

Hayat  işbaşında; birilerinin bundan sonra izleyeceği  yolu çiziyor, birilerine de yol bile çizmiyor, ortada bırakıyor.

Onlardan birisi  Sheriphe.

Henüz 18 yaşında ve  bundan sonra  onun için her şey farklı olacak .  

İvan, kardeşi Sheriphe'ye  " Yarın sabah  Sel  Dağı'na odun yapmaya gideceğiz, ona göre erken kalk" dedi

Ertesi sabah, hayvanlarını alıp odun etmek için yola koyuldular

Giderken İvan,  kardeşine  çok  sevecen davranıyordu. Sheriphe buna pek anlam verememişti;  şu zamana bir kardeş yakınlığı görmemişti. 

saatlerde, aynı köyden  Kara Yüz  ve kardeşi Asia da  odun yapmak üzere  yola çıkmışlardı. Bu iki kardeş gerçekten neşeliydi; güzel bir şeye gittikleri belliydi.

 Sheriphe,  hava bir tuhaflık sezmişti; yakında odunlar varken neden uzağa, insanların hiç ayak basmadığı  yere gidiyorlardı.

 Dağın zirvesine yaklaşmışlardı. Gri bulutlar çok hızlı hareket ediyor; kuzgunların sesleri ormandaki küçük kuşları korkutuyordu.  Issızlık  hakimdi buralara.

Bazı sesler  geliyordu; Kara Yüz  ve  Asia'ydı gelenler.

Onları  görünce, Sheriphe'nin  tedirginliği iyice arttı.

 Issız ormanda kirli bir plan işlemeye başlamıştı; aslında bu bir "takas"  planıydı. Sadece, Sheriphe'nin  hiç bir şeyden haberi yoktu.

Kara Yüz, İvan ve Asia  üçünün planıydı. Kara  Yüz,  Asia'yı isteyen İvan'a  kardeşin Sheriphe'yi  bana verirsen sana Asia'yı veririm sözünü vermişti. Plan buydu.

Kara  Yüz, kardeşi Asia'yayı  İvana teslim etti, Asia gönüllüydü, hemen İvan'nın yanına gitti, onlar ormanın derinliklerinde gözden kayboldular.

Sheriphe,  Kara Yüz'la yalnız  kalmıştı. Sheriphe hiç istemiyordu Ama burada "orman kanunları"  geçerliydi. Kara Yüz, onu zorla götürdü.

Ormanın sessizliğinde çığlıklar karşı tepelere  vurup yankı yapıyor ve çamların  tepelerinde  uğuldayan rüzgara karışıp kaybolup gidiyordu. O çığlıkları  ne o  gün ve  ne daha başka gün hiç  duyan olmadı.

İKİNCİ BÖLÜM- Namus 

Asia ile  İvan evlendiler, arkalarını hiç bakmadılar, hiç vicdanları sızlamadı, hiç suçlanmadılar, namussuz sayılmadılar

Sheriphe evlenmek istmedi, ama namusuzların namus anlayışı galip geldi. Ve resmi nikah kıyıldı, ama gerçekte masum kıza kıyıldı.

Bir yıl kavgalı mutsuz evlikten sonra, Sheriphe  çıkışı  yolunu babasının evine gitmekte gördü; aslında ona çıkış yolu yoktu.

Baba evi,  köyün yukarısında ıssız bir yerdeydi. Babasının  sigaradan dolayı, iki bacağı kesilmiş zavallı  bir adamdı,  annesi dersen  öyle. 

Kara Yüz  boşanmak istemiyor,  Sheriphe'yi zorla eve götürme kalkışıyordu.  

 Rahat vermiyordu. Bundan dolayı, Sheriphe,  köyde bir akrabasının yanında kalmaya başladı;  orda daha güvende olacaktı. Fakat orada da  rahat bırakılmadı. Artık masum hayatından çok uzaktaydı, hiç kimse bu  noktaya nasıl gelindiği ile ilgilenmiyordu. O artık kocasını terk etmiş, kolay lokma  görülen  birisiydi.

Bunca  karmaşadan sonra,  dış dünyanın yanlışlarına gerek yoktu;  artık Sheriphe  kendisi de  tehlikeli  sularda gezmeye başlamıştı. Sonunda,  hayatının en büyük yanlışını yaptı; O'nu  bu hayattan   kurtaracağını vaadeden evli bir erkekle birlikte oldu.

Kara  Yüzün şikayeti üzerine,  basıldılar  ve  "zina" suçundan tutuklandılar. 

BÖLÜM 3 - AYRILIŞ 

Sheriphe'nin  hapis cezası kesinleşmişti, ilk defa köyünden çıkıyordu. 

Ayrılık günü gelmişti; o gün evlerinin yakınındaki tepe çıktı, oradaki  çam ağacına yaslandı. Hafif hafif rüzgar esiyordu, serinliği hissetti yüzünde.

Karşı dağlara, gökyüzüne, evlerinin önünden akan  çaya baktı. Çıplak  ayakla suda yürüdüğü günler geldi gözünün önüne.

 Bu çam ağacın altında  kendi başına oturduğu  saatler,  hayatın en mutlu  zamanlarıydı.

Vedalaşmak için  baba evine gitti, kimseye  sarılmadan veda etti.

Giderken,  koltuk değnekleri ile  kapı önünde duran babası, yanında küçük kız kardeşleri ve annesinin görüntüsü kalmıştı gözlerinde.

Hapishaneye yanında kaldığı akrabasıyla gittiler.

Orada da  buruk  veda yaşandı.  

".Amca,  hakkını helal et. Benim hatam yüzünden, siz de köye  karşı mahcup  oldunuz  Böyle olsun istemezdim. Ben artık o köye asla dönmeyeceğim. Tekrar hakkını helal et. Bunları sadece sana söylüyorum, kimse bilmesin" dedi. 

4- BÖLÜM- MAHPUSHANE

O'na hapishane dışardan daha iyi geldi. Kendisinin yalnız olmadığını gördü, bir çok kadın kendisi gibi yanlışlara maruz kalmıştı.

Bu duruma sevindi; sonra diğer insanların başına  gelenlerden  mutlu olduğu için biraz suçluluk hissetti. Sonra düşündü, aslında sevindiren şey, onu gerçekten anlayan insanların olmasıydı.

Köye, asla dönmemeye karar vermişti; ama ne yapacağı bilmiyordu.

Hayatta bir becerisi yoktu, okur yazarlığı bile  yoktu, en kötüsü köyünden başka bir yer bilmiyordu. Ama kararlıydı.

Hapishaneden  tutukluları, duruşmalara mahkemeye götürüp getiren jandarma eri,  Sheriphe'nin dikkatini çekmişti. Jandarma eri de 

sanki  Sheriphe'nin  talihsizliğini görmüştü. Aralarında bir sempati gelişti.  

Bir fırsatını bulup  jandarma eriyle konuştu.

"  Boyu posu, yaşı, aklı  hiç önemli değil, memleketinizde evlenmek isteyen biri varsa  ben onunla evlenebilirim. Cezam yakında bitiyor, bittiği gün gelip beni alabilirler " diye gözleri buğulanarak söyledi.

Bu arada, günler aylar geçiyor, yanında durduğu akrabaları dışında görüşüne gelen yoktu. Onlarlar konuştu, duydukları hoşuna gitmedi 

Bütün olanlardan sonra,  Kara Yüzün  boşanmaya razı olacağını düşünmüştü. Hayatında yasal yükümlülük istemiyordu. Fakat, adamın  boşanmak gibi niyeti olmadığını öğrendi.  


5- BÖLÜM :BÜYÜK AYRILIŞ

Sheriphe'nin  hapis cezası bitmişti. Boşanma davası için mahkemeydiler. Kara Yüz  "Boşanmak istemiyorum" dedi. Hakim, boşanma kararı vermedi.

Mahkeme salonun kapısından birlikte çıktılar. Kara  Yüz  Sheriphe'yi alıp köye  götürecekti.

Sheriphe adliyenin kapısında  hızla çıktı ve kabalıklara karıştı. Onu birileri son defa görüyordu.

  Adliyen, yüz metre uzakta bekleyen  bir otomobile bindi; hiç tanımadığı insanlarla , hiç bilmediği yere doğru gidiyordu.

Şehirler, kasabalar geçtiler. sonunda, toprak dağ yolundaydılar. Virajlı yolların bitiminde, 15-20 hanelik bir köye geldiler.

 Bu köyde, küçük bir evlilik bir töreni yapıldı. Tabi ki resmi bir evlilik olmadı, çünkü hala evli gözüküyordu.  

Damat, jandarma erinin amcasıydı. Patlayan av tüfeği fişeğinden çıkan barutlar, amcanın  yüzüne gelmiş, ve iki gözü de zarar görmüştü. Daha gözünün birisi zayıf da görmeye başlamıştı. Bunlar  önemli değildi Sheriphe için, iyi birisi olsun  tek dileğiydi.


SON BÖLÜM

Sheriphe,  anayurdundan uzakta bir hayata  başlamıştı. Hiç bir zaman doğduğu yerleri  gidip  görmek istemedi ve hiç bir şeyi de hatırlamak istemedi. Sadece,  dereleri, tepeleri  ve evlerinin önündeki çayı hayalinde tuttu.

Orada yaşamaya başladıktan  hemen sonra, evlerinin yakınlarındaki yüksek bir tepeye çam ağacı dikti. Her yer çam ormanıydı; buna hiç kimse bir anlam veremedi. Sheriphe, bu fidanı suladı, gübreledi, kocaman bir çam ağaç yaptı.

Yakın zamanda, vasiyeti üzerine bu çam ağacını dibine gömüldü. Şimdi orada tek başına, rüzgarın  çam dallarındaki  uğultusunu dinleyerek  huzur içinde yatıyor.

Ve mezar taşında okuyorsunuz:

Hayatlar bizim mi de
Günahları bizim olsun

( Sana Kötü Yol-1964 başlıklı yazı Herstory tarafından 16.04.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.