Anladı Ki Arayarak Bulunmayacaktı Bu Rüyaları Bayramları
Babası annesi komşuları bayramı anlatmamıştılar ona, bayramı
zulüm altında yaşamak gerçek bir yaşamak değildi de ondan anlatmamışlardı. Bekleyerek
geçti ömürleri birisi çıkar gelir onca zulmü yaparak evlerine bombaları atarak
öldürenlerden hesap sorar bu zulme son veriri diye, lakin gelen olmadı sözde
kınama ile geçiştirilirken ölenler daha çoğaldı. Gece rüyalarında koşan oynayan
çocukları görür imrenir lakin anne babasına bu çocukların kim olduğunu soramazdı,
özenirdi yerlerinde olmayı onlarla yaşamayı özlemle bekleyerek küçük Ömer
büyüdü içindeki acıları yutkunarak Filistin’de, Suriye’de, Myanmar’da… Yanmakla
geçti ömrü nedense hiç kimse ile konuşmazdı, konuşacak ve gerçekleşmeyecek
hayali sözü neden paylaşayım dillendireyim demekten korkar ve çekinirdi. Bombasız
geçen bir günde yaşamak isterdi, beraberce mahallesinde sokağında arkadaşlarıyla
oyun oynamak isterdi, oynayamadı, korku içinde yaşadı. Korku ile sindirenleri
tahtlarında indirmek isterdi tek başına yapamadı…
Rüyasında gördüğü o güzel neşeli günlerin hakikat olduğunu
imanı gibi olabileceğini yaşana bileceğine inanıyordu. Bugün yine bombalar susmadı
onlarca eve düştü en az 30 komşusu öldü arkadaşları öldü, cesetleri
paramparçaydı tanınmaz haldeydi bakamadı, karanlığa saklandılar ve Mevla’ya
sığındılar. Artık beklemeyi beklemediler çünkü gelecek olan yoktu o eskilerde
kalmıştı artık, gelmemesi gerekenler gelip daha çok nasıl bomba atılır diyerek
bombalar üstlerine bırakarak gidiyorlardı. Kendi kendine” inanır mısın
rüyalarına” diye kendini sorgular olmuştu.
Anladı ki arayarak bulunmayacaktı bu rüyaları düşleri, artık
uykularını da saklar oldu bir dehlizin dibine, uyumak artık düşünceler
denizinde yüzerken kayboldu gitti, sadece düşünceler denizinde yüzerek günün
karanlıkta aydınlık ediyordu. Sonunda kaderlerinin rüyalara özenerek
gerçekleşmeden gitmek olduğunu anladı. Rüyalarını karanlık dehlizlerde kayalara
anlattı sordu” ne zaman biter bu zulüm diye” kayalar çatlamaya başladı başka
boşuna bekleme sadece sabırla bekle yoksa çatlarsın, sen çatlamasan da seni
öldürmek için birileri gelir. Kayalara” beklemek neden kötüdür” diye sordu, dehlizlerdeki
sular coştu havalara kalktı ve geri yerine oturdu. O zaman coşarak koşmak
gerekir lakin “ne ile koşacağım ki, ayağımı bir şarapnel parçası aldı götürdü, koşmaya
yürümeye dermanım yok” diye cevap verdi dehlizdeki denizdeki sulara. Sonrasında
derin bir uykuya uzanarak o düşlere doğru barışın getirdiği huzuru görmek için
uykuya daldı, belki, giderim ve bir daha dönmeme umuduyla uykusuna daldı.
Mehmet Aluç
Not: Mübarek Ramazan bayramınız Mübarek olsun Bayramı bayram
gibi yaşamayı Rabbim Nasip etsin bizlere inşallah.