bu nasıl gönülse
ak demez
kara demez
alacası bol
kuşkusu bol
rahat demez
dalgalanması bol
saz misali
ince, solgun ve yalnız
arkadaşı yok
bu yüzden ne düşmanı
ne dostu var
dosta sarılacak
düşmanı kollayacak vakti de yok
yanı başında olaylar doğup, büyüyüp gelişiyor
farkında değil
bazen masumun ahı yerde kalıyor
bazen evin bacasında tehlike çanları çalıyor
görmezden, duymazdan geliyor
başı seccadede
beş vaktine on katıyor
yüz katıyor
belli ki
kendini kurtarma çabasında
hele memleketin durumundan ona ne
yarın öbür dünyada
bu memlekette mi yaşayacak
deli gönül bir virane
bazen tebessüm eder
bazen dinler görünür
günler geçer
ilkbaharın yeşilinde
güneşin ılıklığında
gölgelerin serininde
bir boşluğun kenarından
iter kendini
akıl var
yakın var
birde alacalı gönül var
kıvranır
el oğuşturup diz çöker
cennet iştiyakına kapılır
bir nefes alıp vermek kadar
kanatlanır
yüzer gibi
boş bir alem de
ey deli gönül
harabat ehline hor bakma
defineye malik nice viraneler var
redfer