Ne desem boş
Ne desem yalan
Ne desem içimizde bir sıkıntı olacak
Yokuştayken algılanan zaman
Omuzlarıma çöküyor
Bir itiraf doğuyor durak çatısının ardındaki bulutlardan
Öğle vakti geldi
Terkedildiğimiz vakit
Umduğumuz fakat bekletildiğimiz vakit
‘Bu kızgın sıcak şuncacık güneşten mi çıkıyor?’
Hayretlerinin yükselme nedeni olan
Durak çatısının un ufak ettiği güneşin altında
Beklemek zamanı durdurur mu
Bekleyerek donduğunu sandığımız zamanın
Otobüslerdir akrebi ve yelkovanı
Sırayla gelen bu otobüsler tarafından
Siz bekledikçe yinelenir
Gönderilmiş ve gelecek arasında kalan insanın
Korku, merak ve endişe makyajı
İnsanlarım buna öfkeleniyorsunuz
Fakat kendinizi çeperlerine vurmayın
Camları titreyen durakların
Düzelecek bir gün endişelenmeyin
Şimdi de çeperlerinde çatlattığınız kafalarınız
Ve kırdığınız hayalleriniz ile bana bakıyorsunuz
Ne bekliyordunuz
Ben kendimin de umut taciriyim
Bağımsızlığını bir kere ilan etmiş artık ellerim
Ellerimden her türlü ihaneti beklerim
Yazarın
Önceki Yazısı