Irkı yok gülüşümün: çekincelerin çekimserliğinde tükenişimin de yok dönüşü adeta eş güdümlü bir mermi yüreğimden yediğim vurgun ve tüten dumanı şiirin adeta bir yolcu vapuru içime sinen sözcükler sinemde saklı aymazlığını dünyanın taban tabana zıt olduğum o dik yokuşlar…

 

 

 

 

Ve işte ansızın peyda olan bir vaveyla

Ruhun mehter takımı izdiham yüklü bir günün de

Seferi yalnızlığı.

Beyhude mevsimler

Buruk geçen bayramın deminde kıtladığım kadar

Sözcükleri,

İmgelerin tekelinde yorgun gece yorgun nüansı varlığımın

Bir buket özlem derledim ben bu gün anneme giderken

Bir de buse konduracaktım ki alnına

 

Şehir vapurları telaşlı, azizim

Otobüsler de bedava madem

Gel gör ki içimden gelmiyor turlamak şehri

Tekleyen yüreğimden dökülen nameler

Göğün devindiği

Bir gün batımında saklı

Her ses adeta sessizlikle özdeş

Her sözcük yazmadığında kalem, nasıl da kalleş

 

İzini sürüyorum ömrün

Gizimde saklı tini

Özrümü sunuyorum şiirle

Özet geçtiğim hayatın kısa meali

Bir hükümse verilen

Hükümranlığında Rabbimin

Yeter ki korusun beni şerrinden cihanın

Nöbete durduğum her şafak

Şakağıma dayalı kalem saçarken alevlerini

Ve işte devasa bir yangın konduğum

Dertop olmuş iklimlerden bir yol çizdiğim

Mahlası yok madem kalemin

Miadı dolmadan da hayatın yolup gittiğim…

 

Dedim ya: bir buket özlem

Gözümde tüten annem

Hası sevginin ve yıkılmayan kale’ m

Kalem’ imden medet umduğum

Güzergâhı duyguların

Ket vurulduğunda yaşarken

Girizgâhı diğer cihanın

Aşkla hamt ettiğim

Sevgiyle şerh düştüğüm

Günüm ve güncem ve ruhum

Depreşen hüznüme katık ettiğim

Bir şiirden de fazlasıdır medet umduğum

Varsa yoksa yaz emrinin kaidesi

 

Rengi solgun bir gün

Rakımı yıkım adeta döngünün

Azat edilesi nice hüzün

Ar bildiğim aşk eylediğim ve aş erdiğim

Huzurun güftesi adeta

Yazılmaya duran her şiir

Azadesi dünün

Azığı günün

Ant içtiğim üstüne

Ölüm denen gidici düğün

 

Şerit değiştiren bir kavşakta asılı

Şiar edindiğim umudun teşrifi

Güleç yüzlü güneşin süremediğim keyfi

İhbar edilesi duygular

Nasıl da sürgün edildim edileli ve işte:

Sür manşet

Silip baştan yazdığım

Sandık dolusu yazıyı bahtımla savurduğum

İtici gücü umudun

İmleci sevginin

İhlas yüklü bir kördüğüm olsa ne ki

Aşkın şerh düştüğü

Yaza yaza azalmayan

Bilakis daha da çoğalan

Bir haşmeti var ki evrenin

Şükre biat

Bunca sevgisizliğe inat

Bir hazin makam ki fıtrat

Eşleşen her lokmam ve rızkım

Dünün geçkin mizacı

Kala kaldığım bir başıma

Şükürler olsun ki yüce Mevla yetişen imdadıma…

 

Hicreti sessizliğin

Hacminde kaybolduğum enginliğin

Derdest olmuş nice iklim nice insan

Soyutlandığım bir güruh ki

Başı olmayan bir masalın son satırı

Keşke en baştan başlasaydım, dercesine

Başa aldığım bir filmin bilmem kaçıncı karesi

Şahlandıkça duygular

Şah damarımdan yakın olanla iştigal

Büyükten büyük Allah var şükürler olsun ki

 


( Hası Sevginin Ve De Yıkılmayan Kalem... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 30.06.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu