Aşkta Unutmak Asla Yan Yana Gelemez…
Aşkta unutmak asla yan yana
gelemez hele bu sevdaya aşk diyorsak. Aşkla sevmelerin tadına doyum olunmaz.
Güneşin ayrı doğar, ay yıldız daha bir başkadır, gönlünde kelebekler gönül
kuşların uçar seni uçurur o yârin gönül diyarına. Gönülde aşklar varsa ortada
olan bir kusur yoktur, hasret özlem vardır gönlü canlı tutan gerisi hikâye bir
varmış bir yokmuş diye bilinen insan varmış…
Mekân değişir, ıssız sokaklar
değişir kurumuş gönül bahçesinde güller açar o yâri gibi kokarda kokar, aşk
böyledir değiştirir sen istemesen de haberin dahi olmaz bir anda olur buna da
aşk denilir.
Leylak rengi gökyüzünün
altında o yâr ile uyuyorum, tarlada menekşelerim rengi daha güzel parıl parıl,
göğsümün üstüne o yârin başı, bana bakıyor aşk dolu gözlerle, nasıl hayran
kalmam ki? Nasıl hayran hayran bakılmaz ki? Onu seven gönlüm bir kuş gibi bizi
uçuruyor gökyüzüne doğru, yeniden yenilenme tazelikle tazeleniyoruz gökyüzünde
uçarken. İşte içsel yolculuğumuz içimizde başlar ve devam eder. Aklın elektrik
devreleri çoktan yanmış, gönül gözüyle bakılıyor artık. Sözcük ve bakışmaların
diriltici sözleri şu anda bakışmaya dönüşmüş destan yazıyor gözlerle
gönüllerle… Cennet bağında gezinmek bu olsa gerek diye düşünüyorum, anlamış
gibi düşüncelerimi okumuş gibi bana gülümsüyor. Soluk kesici anların içinde
soluk almak için aşkın pınarında yudum yudum suyu içerek az nefes alıyoruz
diyebilirim. Uzunca bir süre akan pınarda birbirimize sular serperek
serinlendik, gülümsedik birbirimize. Orman ve şehirler büyüdü gökyüzünde güller
serpiliyordu yeryüzüne sanki! Genişleyen orman, şehir sokaklar evler daha şendi
kahkahalar atılıyordu evlerde. Her gün aynı gelgitlerle mutsuz suratlar
gönüller hanelerde, umursamazlık kokan bu gelgitler yok olmuştu.
Yapayalnız yârden ayrı kalmak
cehennemde yanmış yok olmuştu, yanan kokusu feryadı kulaklarımızı sanki sağır
ediyordu. Konuşmak muhabbet etmek hatır sormak eksikliği eksikliği ile yok
olmuş savrulmuştu zamansızlığın hapis hanesinde, bu an bu âlem dünya olamazdı, şaşırdık
baktık önce kendimize sonra etrafımıza! Tüm dünyanın sahillerinde ayaklarımız
çıplak o denizin mavi suları içinde yürüyerek varıyoruz her bir sahile,
yazarken bile yüreğim uçuyor gidiyor yârin o gönül diyarına işte karşımda ben
karşısındayım… Birbirimizin gönlüne aşkla dokunurken aşkın açtırdığı taze
çiçeklerin kokusu etrafımızı sarıyor. Gülmeye hasret kalanlar bu aşkın
çiçeklerinin açan kokusuyla mest oluyorlar, bu koku nasıl odluda bir anda
etrafımızı sardı. Buna sebep olan aşkla yaşayanlar kimlerdi diye etrafına bakarken,
biz el ele aşkın sahilinde gülümsemelerin eşliğinde yürüyoruz. Ağaçların kalın
dallarına asılarak ağaçlara çıkarak ufka bakıyoruz yağımızın altında küçülüyordu!
Mehmet Aluç