Dere boyundan geçmekte olan bir bilge, beş-altı yaşlarındaki çocuğun  erik ağacının dallarını kırmakta olduğunu görünce çok hiddetlenir ve varır çocuğun yanına:
"Hem eriğini yiyorsun hem dallarını  neden kırıyorsun?"diye sorunca,şöyle der çocuk:
"Uzanmak için."

"Senin boyun kısa benimki uzun eğer bana yardım edersen ben de sana yardım ederim."der bilge,çocuk çok sevinir çünkü  en lezzetli en tatlı ve en  iri erikler hep uzanamadığı yüksek dallardadır.

Şartı şudur bilgenin: " Etrafında gördüğün çakıl taşlarıyla şu   dereyi dolduracaksın!"

Hemen işe koyulur çocuk ama aradan on dakika geçmeden yorulur  ve bağdaş kurarak çakıl taşlarının üzerine oturması bilgenin içine dokunmuştur.Bir baba şevkatiyle  çocuğu kucağına alır  minik yanaklarını okşadıktan sonra  o tarihi derslerinden birisini şöyle  vermiştir:

"Uzanamadığın,sahip olamadığın her şey  sana cazip gelecektir oysa sahip oldukların,sahip olamadıklarından daha bereketlidir daha kıymetlidir bunu zamanla anlayacaksın.Ayrıca günahlar da işte çakıl taşları gibi küçük,hafif ve renkli görünür ve dereyi bunlarla dolduramazsın ama sudaki balıkları,yılanları,kurbağaları korkutursun,suyu bulandırdığın için  ise ne kurtlar su içer ne de kuşlar.Helala haramın karışması,haramdan daha tehlikelidir bunu unutmayasın."
( Çakıl Taşları başlıklı yazı berberce tarafından 8/27/2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.