Yaşadığımı sanıyordum, meğerse ruhummuş! ölen.
Oysaki bir zamanlar, hangi zamanlar bilmemekle beraber
Umutlarımın çatı katına salıncak kurmuş sallanıyordum.
Çünkü inanıyordum; vardı evet olmalıydı siyahın içinde bile görünmeyen bir değer.
Beynimde dönen bir sepet düşünce.
Bilmiyorlardı ki dışım her ne kadar gülen
ise de içimdeki boşluklarda bir ben kalmadı düşünce...
İşte: gördüm gördüm daha yeni,
İnsanlar yalandan tabutumun başına üşünce!
Gerçekten mi hayır ya! Kabul etmiyorum.
Gerçekten ben olamazdım, olmamalıydım
bu ölen!
Bu kadar mıydı yani, bu kadar ani!
Daha hayallerim vardı halbuki:
Ağlamaklı bir daha dönülemeyen.
Evet bu kadardı: Etten kemikten bir ben,
tahtadan iki metrekare tabutta
sonsuzluğun bilinmeyen tonuna doğru
gerçekleşen bir şölende!!!
Aklın çok ötesinde ruhla bedenin çizgisinde,
Karanlığın en bilinmeyen tarafında
Belki de loş hoş bir ışıkta törende!!!
BÜŞRA DALGIÇ
(
Tabut başlıklı yazı
Gülen Düş tarafından
20.09.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.