es-selamü aleyküm ya nebi
gelde …
yeniden ak yolumuza eskisi gibi
yolunu bekleyen çoban çeşmesi gibi
şehrin sebillerinden süzülen inkisarlarımızı yıka bir bir
aydınlığında terk edelim şaşırmışlığımızı
ışığında arayalım kaybettiğimiz cevherleri
ışıt içimizi
kaybolan umutlarımız geri dönsün
mehtapsız gecelerde umutlarımızı yitirdik
yalnızlık içinde beklemekte sersefil özlemlerimiz
hicret güzergahından doğan güneşinle sineleri
gel de ısıt
çağlarca akan ışığınla acıları sevince boğarak
gel ki cennet muştusu dökülsün yeşil yeşil
arşın gölgesi yansısın secdelerimizin üstüne
es salatu ves-selamu aleyke ya rasulallah
gel de
saf tutalım biraz kasidelerle
rakkaseler dönsün meydanları
sersefil mahmurluklarda yitirilen
alnı açık mahkumlar kurtulsun prangalarından
hücreleri aydınlansın nurunla bir bir
öylece bekleyen beyaz karanfiller
kaldırsın yüzlerini seherlerde
ısıtsın ruhumuzu mahyalara sığınan süreyyalar
maşukunu bekleyen yeşil minarelerimiz kaldırsın ellerini
kubbelere karışan ezan seslerinden kurulsun dualar senfonisi
beş vakit dudaklarımız fatihalarla şad olsun
bengisu pınarlarından kana kana içsin rükülerimiz
kutlu selamlar gönderelim mavera ötesine
es salatu ves-selamu aleyke ya babiballah
gel de
umut sunsun yağmur kokulu rüzgarlar küllenmiş ümitlere
ciğerlerimizin sessiz sızılarından bin teselli serinliğinde
biz mücrimlerin kirpik uçlarına dokunsun rahmet çiğleri
can evinden vurulan methiyeler karışsın gündüzlere
ipeksi seccadelere alınlar kurulsun
erteye gün ışığı bırakmayan gecelerin hatimesi
ezanların girizgahı olsun adın
neyler üflesin salavatını
udiler vursun tellerine nağme nağme
yadı dudaklarımızı kanatan hasretleri bitir içimizde
nihavendi meftun eden ruhlarımızda sabalar okunsun
zulmeti aşıp gelen pınarlardan içelim
mumyalanıp kalan doludizgin muratlarımızı
bermurat kalalım bir nefesçik olsun
efsunlu akşamlarda güneş kızıla dönsün
kutlu gelişin aşkına
es salatu ves-selamu aleyke ya nure arşillah
gel de
tutup ellerimizden
dua sevinçlerini karıştır aminlerimize
hatırası kora dönmüş uzak bayramların gülümseyişleriyle
çoğalttıkça çoğalt tazarruları gül dudaklarda
iki sevinç arasında müjdelenen
bir alev gibi yak ruhumuzu
bir anda yansın amel defterlerimizin kara sayfaları
terk ettiğimiz güzellikleri
bir sabah yeliyle bulup getir önümüze
gönül kandilinin pasını temizlesin feriştehler
soluk desenlerinden arındırdığın nur hilatleri
gelip ehl-i cennet giydirsin
giydirilsin seherlerde bize de
fecrin beyazıyla arıklaşsın ruhumuz
es salatu ves-selamu aleyke ya hayra halgillah
gel de
çiçeksiz balların arısı gibi
şafaktan başlayarak ta güneş batıncaya kadar
sevda seherinden aşk pazarlarına düşelim
güzeller zülfünün perçem tellerinde açalım
gönül nergislerinin sarısı gibi
tenha sokaklarda neşesiz koyma zamanı
dağların yamaçlarından giderken gurub
batan güneşimiz yeniden uyansın
yakınında duralım zeytin dallarının
bir zeytin ile varalım asrı- saadet kapısına
aynı dakikada düğümlenen zamanı paylaştır aramızda
aynı düğümde bağlanalım irem denklemlerine
müminler söylesin son ilahisini özlemle
nefesi gül kokan çocuklar okusun
son methiyesini hasretle
gülabdanlardan dökülsün ellere göklerin bereketi
es salatu ves-selamu aleyke ya seyyidel evveline vel ahirin
gel de
yoktan Var Eden'e ulaşsın ıtırlar
iklim iklim
mevsim mevsim
müminler melekiyet makamında
eller boş çevrilmesin
gönüller mutluluk
yüzler tebessümle dolsun
cennet kapıları açılsın tek tek
mutilere şerbetler içirsin cennet hurileri
çeşit çeşit içecekler
inciden ve cevherden kadehler getirsinler
Gaffarı ümit ederken
müştakın deryasına dalsınlar
gözlerin görmediği
kulakların işitmediği
gönüllerden geçmeyen nimetler verilsin
sonra arş-ı alanın altında bir rüzgar essin
üzerimize misk-i ezfer yağdırılsın
bulut bulut gülsuyu yağsın
cennetin en yüksek katına
menziller ihsan edilsin
rengarenk çeşitli zümrüt ve yakutlarla süslenmiş
cennet köşkleri
nurdan kürsiler ağırlasın müminleri
es-selamü aleyküm ya resulullah
gelde
sözlerinle yeniden
aydınlat kara düşüncelerimizi
barış getir
esenlik serp dünyamıza
çığlıklar feryada karışmasın
mazluma imdat
mümine dad erişmesin hem
gülümse bize
ay ışıldadığında şehrin her yanında
tellallar seslensin avaz avaz
sur kapılarında atları eyerlenmiş bekleyen ulaklar
dizginlere asılsınlar
sevenlerin evlerinden dışarı çıkıp sevinç içinde
taleal bedru alayna sözleriyle
karşılasın seni
redfer