Düşkünlüğüm sevgiye ve düşlemsel bir tuzak sözcüklerin cafcaflı varlığında eşlik ediyor notalar:

Ah, o gamlı ve ısrarcı notalar.

Kentsel dönüşümde ruhum ve işte ömrün mimarisi yıkık dökük ruhumla hemhal edindiğim tecrübe ve dünde kalan muallime kimliğim.

Sözcükler düztaban…

Sözcükler yandan çarklı.

Ve çıtasını yükselttiğim sevgi kendimle hemhal kendime uzak kendime kırgın ve kızgın…

Ah, kim toplar beni kim toplar?

Top yekûn terk edilmişliğim ama yetmez…

Vakitsiz gidişlerim.

Yok da tesellisi.

Hür vicdanım hür yüreğim ve endamlı hüznüm…

Balçıkta saklı sırlar bense güneş.

Bata çıka değil yürüdüğüm yol yeri geldi mi uça uça…

Uç uç böceğim nerede ah, nerede?

Hani, çocukken bahçedeki tüm uç uç böceklerini bir kavanoza hapsettiğim ve dayanamayıp hepsini özgür bıraktığım:

Edimlerimde saklı esaret.

Sözcüklerimde saklı cesaret.

Celp ettiğim.

Yürüdüğüm minval.

Hürmet ettiğim saygıyı eksik etmediğim cihan.

Rengim soluk mu?

Ya, ulaşamadığım o tepe nokta?

İhmal ettiğim yine kendim ihya ettiğim yüreğim ve itiraz hakkım da yok iken kadere…

Muaf tutulduğum mutluluk ve bakaya kalan sevinçlerim.

Mazur görülmeyi dilesem de itildiğim ve soyutlandığım.

Failatün.

Yalnızım.

Failün.

Özlem dolu.

Kıyıldıkça içim kıyamet koşusu yürüdüğüm yol.

Kıyama durdukça büyüyen Allah sevgim.

Delişmen rüzgâr.

Tantana yüklü cihan.

Yol yorgunu düş yorgunu.

Azadesi günün azığı ömrün.

Azımsandıkça büyüyen inancım.

Azmettiren kalemim.

Azap kuşları.

Gafil avlandığım.

Sisli yolları şehrin.

İzini sürdüğüm gizin mimarı elbet içimde saklı.

Yandığım kadar yazdığım ve yazdığım kadar coştuğum ve ansızın kal geldi mi de kalafatı mevsimin ve kalantor hayallerim kâğıttan kayıklarım içine binip süzüldüğüm yol boyu dere boyu.

Ben ki bir derebeyi.

Ben ki aşkın seyyahı.

Ben ki bana düşman.

Ben ki kendini arayan.

Ben ki…

Beylik bir benlik değil benimki belki de beyhude ve işte şanlı dünüme nazire yaptığım ölgün mevsimin söküklerini diktiğim.

Can pazarı.

Gönül tezgâhı…

Düşman başına böylesi aşkın nazarında yeşeren gözlerim yaşaran yüreğim yaş aldığım kadar yas aldığım ve işte muadili olduğum o yasa:

Aşkın ambarında gagaladığım kadar özlemi…

Her halükarda daim kıldığım içsel yolculuğumda da yok iken geri dönüşü yenilgilerimle yanılgılarımla beni bana sunduğum her yazı her şiir…

Ey, kendime geç kalmışlığım…

Lafügüzaf.

Sözcüklerin hengâmesi ve içimi üşüten o esinti…

Lalezarı ömrün ve dik başlı hüznün de olmaz mı bir ederi…

 


( Ey Kendime Geç Kalmışlığım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 10/14/2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu