Gazze ufuklarında bir cehennem yanıyor
Umut
bahçelerinde karanfiller kanıyor
Görülmüyor
insanlık toz bulutu içinde
Tarih
dile geliyor nedende ve niçinde
Bir
yanda cam kırığı, bir yanda can kırığı...
Kıyametten
farksızdır Gazze'nin hıçkırığı
Kemiğe
dayanmıştır nefretin kör bıçağı
Bebeklere
beşiktir meleklerin kucağı
Ey
Gazze ne haldesin, İstanbul'un kardeşi?
Mazlumların
gözyaşı söndürür bu ateşi
Izdıraptan
bir kilim dokunuyor Gazze'de
Mazlumların
canına okunuyor Gazze'de
Kud(d)üs
kuşu zikirde, kanadı kan içinde
Nice
asır saklıdır Gazze'de ân içinde
Acıların
remzidir saçındaki akların
Sabahı
çağırıyor o kızıl şafakların
Dağ
zirvesindekiler farkında değil dağın
Gazze
can çekişirken müminler darmadağın
Pervaneler
can verir sapanların ucunda
Dualar
kanatlanır mübarek avucunda
Hamas'ın
yiğitleri zulme meydan okuyor
Kundakta
bebe(k)lerin yarası gül kokuyor
Ey
Gazze gözlerinden nehirler akıp gitti!
Yola
revan olanlar, yürekler yakıp gitti
Sen
gözyaşı dökerken ruhlarımız kanadı
Gazze'yi
kül eyledi siyonistin inadı
Kısınca
ışığını karanlığın mimarı...
Vahşetin
gölgesinde çatladı ar damarı
Batılının
kaskatı vicdanları erirken...
Üç
maymun oynanıyor çocuklar can verirken
Vicdanları
eziyor tankların paletleri
Yerin
dibine batsın Birleşmiş Milletleri
Bir
gün herkese lâzım adaletin kılıcı
Şafak
sökecek elbet, sanma zulüm kalıcı
Bir
ömür intifada yaşayansın ey Gazze!
Zifiri
gecelerde ışıyansın ey Gazze!
Ümmetin
dili lâldır, kör olmuş gören gözü
Alçak
siyonistlerin katrandan kara yüzü
Öldürmeyi
bilirler, ölüm kusar kalleşler
Cehennem
sizler için hazırlanmıştır leşler!
İnşirah
müjdeliyor kuşluk vakti ezanlar
Cehennemin
yakıtı olacaktır azanlar
Sadece
Gazze değil kana boyandı dünya
Mışıl
mışıl uyuyor, sanma uyandı dünya
Ne
ilk ne de sondur bu, çok duyduk bu ağıdı
Âhların
alevleri tutuşturur kâğıdı
Gazze'nin
bekçisidir korkuyu korkutanlar
Cennetliktir
Kudüs'ün safında yer tutanlar
Ey
ümmedin mazlumu çıkmıyor o gür sesin!
Neredesin
ey Ömer, Selâhaddin nerdesin!
Gazze
bahçelerinde güller siyahtır şimdi
Ağızdan
çıkan her söz derin bir âhtır şimdi
Gazze
ateş denizi, her çocuk bir kelebek
Sen
öldü zannetsen de cennete doğar bebek
Ruhunu
teslim eden sanırsın ki ölüdür
Gazze'nin
sabileri şimdi cennet gülüdür
Acını
işliyorum ruhuma ilmek ilmek
Sen
orada ağlarken bize haramdır gülmek
Kirpiklerim
sulanır seni andıkça Gazze'm!
Hep
seni anlatacak kalem yazdıkça Gazze'm!
Sabahın
tenhasında salâlar okunuyor
Ümmetin
gamsızlığı yüreğe dokunuyor
Paslı
hançer saplandı İslâm'ın kıblesine
Çöktü
gafil ümmetin gök kubbe tepesine
Saye
sarıl ey mümin, ey ümmet Hakk'a dayan!
Gazze
yağmalanırken uyan be gafil uyan!
Yalnız
mazlumlar anlar mazlumların gamını
Allah
elbet zalimden alır intikamını
Gazze'nin
gözyaşları hepinizi boğacak
Kafir
istemese de beklenen gün doğacak
Karanlığı
boğacak aydınlığın hâlesi
Yerle
bir edilecek küfrün çürük kalesi
Karakışın
ardında hep ilkbahar gizlenir
Ağır
yenilgilerde(n) zaferler filizlenir
Kâfirlerin
gecesi mümine sabah vakti
Sakın
unutma mümin, bezm-i elestte akdi
Ey
İslâm'ın güneşi, hakikat yurdu sensin!
Hakk'ın
müjdelediği beklenen ordu sensin
Gazze'min
yüreğine yıkılmış tüm duvarlar
Olmasa
daha iyi, yok hükmündeki varlar
Habil'in
safında ol, unutma hiç Kabil'i?
Harekete
geç ümmet, bekleme ebabili!
Say
bir geceliğine, dünya denen handayız
Gazze
sınav kâğıdı, büyük imtihandayız
M. NİHAT MALKOÇ