*
*
*
hatıraların da kendine özgü zamanı vardır
gecenin derinleştiği bir anında ağırlaşırlar
kaybolup zamansızlığa taşınırlar kıpırtısız
akıp giderler her şeyle birlikte
kıvrılıp giden akışlarını izleriz hayıflanarak
uzun vedalar gibi
kapı ardından gelecek seste saatler buz tutar
nefesler düşer karanlığın üstüne
yüzü kaplayan ıssız bir buhardır artık
silinir aynadan gözler
ya da bırakılır öyle
gene yeni resimler yerleştirilir
aldığın yere
sol üst köşeye
hayat devam ederken
nefes alıp verildiği müddetçe
gönle düşen hayallerin de
bir sonu olur
ılıman bir duman gibi
sonsuzluğa koşarlar
geçmişte kalması gereken
travmalar buhranlar
yürek yaraları
kolay kolay silinmiyor
çöpe atılmıyorlar
zihnin aynasına dönüşüyorlar tüm karmaşasıyla
aslında suçlu onlar değil
her gün yeni resimler
yeni hayaller sunan hayattır suçlu
ister misiniz
gelin önce en büyük ses köpüklerini silelim
kuşların cıvıltılarını bastıran bağırtıları sağdan soldan
kelimelerini silelim onların
neyi nasıl anlatacaklarını bilemesinler
ve sussunlar
sözcüklerinin nereye saklandıklarını bulana kadar
bir daha ağızlarını açmasınlar
üst katlarını alt katlarını silelim hıfzımızın
zihnimizi sadece güneşin şefkati ısıtsın
bulutların ötesinde esen rüzgarlara da
yol açmış olalım böylece
düşlerimizin arasına sıkıştıralım yarınları
hayat versinler değdikleri her yere
mesela yerlerine çiçek koyalım
papatya menekşe
ve sonra gül kokuları
kekik kokuları
ufukta parlayan şehrin silüetini silelim sonra
bir bahçe
bir ev yeter herkese
mutlu bir güneş ışıldasın ufkumuzdan
altın ışıklarıyla ihtişamlı sonbahar gelsin
nefeslensin kır bayır
yeşersin ağaçların benzi
ak bulutlarda yağmur
düşmenin sesindeki o ahenk
yaşamanın gereğini hatırlatsın bize
tüm hengamesiyle tazelensin hatıralarımız
içimizdeki görüntüleri yıkayalım duru duygularla
gönül mabetlerimizde bir ışık yayılsın
sevginin ışığı
tarih düşelim
yeni milatlar başlasın
başlasın yeni öykülerimiz
beş sene evvel diye
göz bebeklerimizden fışkıran her seyyale
mevsimlerin bütün işveleri
renklerin bütün cilveleri
yerle gök arasında
çoğala çoğala varlık bulsun
goncalar gülistanda güllere dönüşsün
pırıldasın şafak
ışısın şehrin bütün meydanları
birkaç saat
birkaç gün
kim bilir belki de birkaç yıl
yeni ilhamlar damıtsın usumuz
sonra kırılsın
sonra yıpransın dökülsünler
kaybolup zamansızlığa taşınsınlar
her şeyle birlikte akıp gitsinler
tekrar
redfer
(
Geçmişte Kalması Gereken başlıklı yazı
redfer tarafından
4.11.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.