Çentik attığım düşler vardı: bil
mukabil demenin yasası
Azat edilesi sefil ruhumun dinmeyen
tasası…
Meali ölgün bir günden arda kalan
yalnızlığı
Mizacı görgüsüz bir sevdanın
safsatası
Sözcükler kabrime delalet
İmgelerse mezar taşım
Büyüttüğüm bir sevgi ki taşar da
taşar
Dinmez nazım
Sözcüklerin avuntusunda saklı niyazın
Ökçesi yoksunluk
Varlığı tutulan nutkuma ışık tutan
bir parıltı
Elbet güneşin sezilerinde uyuyan
Kutup Yıldızı
Nasıl ki göklerin nasıl ki rüzgârın
kızı
Hızımdaki mevcudiyet
Sessizlikse öfkeli bir iklim olsa
olsa ölüme delalet
Kıpraşan iç sesim
Namesi duyulmasa da ruhumdaki beşinci
mevsimin
Kat izinde sevginin
Buruşuk teninde hasretin
Buklelerim dağınık
Busemde saklı sıcaklık
Bir bulutu giyindiğim
Bir de umudu eksik etmediğim
Buğusu düşlerin
Büyüsü yaşamın ki meddücezrine denk
düşerim
Kâh fısıltılar köpürür dalgasında
denizin
Kâh nameler sürükler içimden
sonsuzluğa uzanan
Dehlizin
Her köşesinde saklıdır nice anı
Anda tutuklu gökten yağan karı
İçime çektiğim yağan nuru
Öksüzlüğün narı ve ithamı zalimin
İsyanın izinde sökün eden öfkenin
Tek muhatabıdır insan
Beşeri zaafların ömrü tükettiği kadar
Başakların salınımında başat duygular
nasıl da katlanır
Acıya
Nasıl da kat eder
Onca yolu tek zerre olsa bile umudun
peşinde
Büyür de büyür
Göğün ışığı
Aksayan ayaklarında kekliğin
Aksıran yalnızlığın yetim nefesi
Bahşeden Rabbine âşık Mümin
Şehvetli servetlerinin peşinde nice
zalim
Şahıdır elbet duyguların sevgi ve
umut
Başımızı yasladığımız dağlara yağan
kar misali
Bir hayal bir edim
Yaşamınsa meali
Bir şiire daha bandı mı şair yüreğini
Kopacak kıyametin de habercisi
Sürgün edilmiş yaralı bedenler
kafilesi:
Bir çocuk
Bir kadın
Bir insan
Nice mazlum
Kök hücresinde evrenin
Aşka b/atıl anlamlar yükleyen
şeytanın
Peşinde
Şiarı sevgi ve vefa olmalıyken
Kör gözlerle kin dolu yüreklerle
yaşayanların
Yaşattığı dinmez acı.
Yoktur da kelaynak kuşlarından farkı
Adı:
Kâh şair
Kâh yetim
Kâh mazlum:
Sevginin ekseninde
Esir düşülen zulmün ateşinde
Kordan kalemi
Közden serveti
Köküne sadık bir Neferdir ki
Şair ve zümresi
Ey, ahali!
Duymaz mısınız sesimi?
Demenin kifayetsizliğine razı
Yüreği yangın yeri
Hali hazırda çocuk kalmanın maliyeti
Ulaşamadığı kadar bunca yaralı bedene
yamalı yüreğe
Ulaşılmazlığın gizinde
Saklıdır şair haiz olduğu o tek
zerrede
Büyür de büyür günbegün
Hasret çektiği yüce Rabbi
Elbet sonlandıracaktır bu hazin hikâye;
Bir masal
Bir rüya
Acının adı iken çocuk
Aşkın ateşi iken yürek
Nasıl da kavruk
Bir yetimden arda kalan teki kayıp
terlik
Tekkesidir aşk
Takkesi hasret
Tehir edildiği kadar hayat
Tevafuktur elbet
Beklenesi dinmeyen niyazın bekası
umut
Yarınlara ne hacet,
Diyemediği kadar da tutulmuşken nutku
Koyuverdiği kadar sözcükleri
Kapılası bir sel bir afet
Elbet beklerken tüm insanlığı
Sönmek ne kelime?
Günbegün büyüyen çağrısında ufkun
Bandığıdır yüreği şiire
Yeni gün yeni acılarsa nice şiire
namzet…