Sakıncalı Bir Meal Midir Yoksa Yalnızlığım...





Bir replikten ibaretmiş meğerki yaşam:

Meddücezrin alfabesinde ıssızlığın kısık sesinde saklandığım kadar gözümden sakındığım onca insan ve sevgi bir de demezler mi:

Sevgi, hayatın meali…

 

 

 

Öksüz bir günce günü birlik şiirlerden ayrı gayrı kalamadığım

İlla ki umudun izinde serptiğim yıldızlar doğamdan;

Fışkıran pırıltım ve yüzümde açan ölgün güller

Mevsimini devşirmiş

Hükmünü yitirmiş

Derviş gülüşler

Batağında sevginin

Her atak geçirdiğinde yürek iklimim

Boykot ettiğim her nasılsa kimsesiz kendim…

 

Bir lades

Bir de kör/ebe

Doğumumda bulunan o canlı cenaze

Ölümüne doğduğum

Ölümüne sevdiğim

Birileri ölmesin diye kendimi ters çevirdiğim…

 

Neymiş efendim?

Solumla yatıp solumla kalktığım

Bir de demezler mi?

Aykırılığın kime ne diye?

Aşırı uçlarda serpilen nazım niyazım

Allah Makamında saklı Dergâhın

Tek yolcusu iken bu yolun

Diklemesine sapladığım kalemin

Beratı

Yanık mealimin teferruatı

Diyezi diyeti yalnızlığın

Akla zarar:

Aşk Makamında takılı tek şarkı

Olabilmenin hicabı:

Aşktan da üstün

Belirsiz bir imlecin lügati

Boyumu aşan dalgalar

Sobelendiğim efkâr

Adında ulvi kıtalar

Kat izi duyguların nankör nidalar

Serpilen yalnızlığım

Semiren hüzün lehçem

Ve her gün şiir başlığında, sunduğum dilekçem.

 

Dilbaz bir rüyayım ben zor rastlanır

Latif bir rüzgâr ve de aşkla sevgiyle iştigal

Külçe ağırlığında sol yanım

Sağdıcım/mış kalem

Nasıl da mahrem

Bir yaranın dikiş tutmaz lehçesi

Artık korunaklı olmayan dünyamın latif olan her hecesi.

 

Yâdı dünümün

Yangından ilk kurtardığım külümün

Bozgununda açmayı reddediyorum artık

Kimliğimi de diskalifiye edip

Sahadan çekiliyorum

Kirvem

Şivem

Hicretim

Rüzgâr gibi uçtuğum

Asalak değil

Alıntı hiç değil

Çalınmış hayallerimin meczup kimliği

Atlattığım nice badire

Açmazında hayatın türüne zor rastlanır nadir bir sevginin

Beyhude olduğu kadar

Ruhun da dilemmasında saklı bilinmezim mademki…

 

Hünkârım,

Vazgeçilmezim,

Sevdam,

Nazenin yüreğimde fink atan kırıklar

Kırıldığı yerden kaç milyon kere açar ki insan?

Kanıksanası bu tepkisizliği sunan cihandan

Ne bekler ki?

Önce umut

Sonra unut diyenlere açtığım ufuk.

Un ufak

Edilmiş yüreğim

Kirinde dahi saklı masumiyetim

Çarpışan arabalar gibi

Kendini dev aynasında gören gölgeler gibi:

Ben ki;

Çoktan kovmuşken kendi gölgemi

Ve işte firarım

İtirafım

İsyanım

Kaç bayt ise verilen hüküm:

Karalandığım insan tekkem

Takkemse başımda uçuşan yaprakların

Nazında salındığım

Çiçek yanımla bir açıp bir solan

Yıldız vasfımla ansızın kayıp gözden kaybolan

Ve ipliğini pazara çıkanlar

Feryadın hası sessizlik

Haiz olduğumsa yalnızlığın hazzı

Kavuşulası bir kimlik bir detay

Öznem

Özlemim

Özverim

Ön sözü her şiirin

Kıymığı battıkça kalemin

Daha derine daha ulvi olan bir sevgiye sapladığım;

Saplandığım

Sakıncalı bir meal midir yoksa yalnızlığım?

 


( Sakıncalı Bir Meal Midir Yoksa Yalnızlığım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 23.12.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu