Sayfa sayfa şiirler oturup saçlarına
Yazdığım o yerleri yakarak gidiyorum
İdam kararı verip kirpiğin uçlarına
Kendi boynuma bir ip takarak gidiyorum.
Gelişin çok güzeldi gönlümde çiçek açtı
Bakışın güneş gibi dünyaya ışık saçtı
Uzaklaşıp unuttun aklından neler geçti
Dönüp dönüp ardıma bakarak gidiyorum.
Sebebi nedir söyle var mıydı bir eksiğim
Sesini duymadığım günlerdi can kesiğim
Ana, baba, yâr bildik kalp mühründür eşiğim
Senin dünyandan artık çıkarak gidiyorum.
Ne de çok yakışmıştık gören bize imrendi
Anlamadım bu sevgi birden bire kirlendi
Kafandaki kuşkular sanki bir değirmendi
Bulattığın nehirde akarak gidiyorum.
Yazdığım son şiirdir belki de en son türkü
Dilindeki nameler beni yıkan tek korku
Gizlendiğin o örtü yok ki ecel den farkı
Yaralanmış kuş gibi sekerek gidiyorum.
Gitsem de bitmeyecek sevdan içimde durur
Gömülürsem mezara benim visalim olur
“Dilsiz Kalem” başını her gün taşlara vurur
Hicran göğsüne hançer sokarak gidiyorum.
Yaşadığım tek aşk’tın nasıl çabuk bitirdin
Nefesine muhtaçken bana ölüm getirdin
Sevmeye doyamazdım musallaya yatırdın
Kendi kafama kurşun sıkarak gidiyorum.
İsmet Bozkurt (Dilsiz Kalem)