SAYIN ÂDEM HOCAMIN, VAR MI DOSTLAR ŞİİRİNE YAZDIĞIM NAZİRE…

 






Çelişen bir rengim: çile yumağı çilenin hele ki çocukken yüzümü basan çil sürüsü çillerin de ardından hoşlukla baka kaldığım ve de kala kaldığım o boşluk nice ukdenin sırdaşı umresi hayatın elbet kalem ve yürek de ulağı hayallerin…

 

 

 

 

Gönlümün sönmeyen feri

Kurcaladığım kadar içimi

Ne şiir keser beni ne hikâye

Azat edilmek filan da istemiyorum hani:

Mademki yüce takdiri Mevla’mın

Ve işte mırıldandığım bir şarkının da ardından

Bekası yalnızlığımın

Aralıksız da bakaya kaldı mı hüzün

 

Göğün kubbesi

İçtiğim soğuk çayın kırık fincanı

Bir izotop misali

Sektiğim iklim

İliklerimi iliştiremediğim

Sonsuzlukla tezat olsa bile

Haizi olduğum o tek noktanın varlığı

Ve işte yokluğun da değerini anladıktan sonra

Daha çok sevebilmişken kendimi

 

Reşit bir hüzün eşit dağıtılmayan

Hem alaylı hem mektepli bir kızım işte

Kıyıldıkça ruhum çaldığım kırık sazın

Namelerinde s/üzülürüm imge imge

Telaşımla karışan gözyaşım

Yolum yaslı değil ama talaşlı

Yüreğimde açan milyonca çiçek

Adımla müsemma olmasa da yaşadığım hayat

 

Adaklar da adamışken yâdıma

İçimdeki cennet bahçesinin de hatırına

Ve işte dönüşüm yok

Baş koyduğum yoldan kaçış da yok

İşin ilginci kaçmak istediğim

Ne bir beden ne bir iklim

İkilettikleri kadar insanların

Varsa yoksa sevgimle inancımla direndiğim

 

Bir düş palasıdır hem yaşadığım

Kimlik ve şehir ve kaçkın şiirlerim

Bir de imge ambarı

Aralıksız kalemimin gagaladığı

Mademki bir kalem-kakanım ben

Kaile alınmasam da bazen

Elbet yıkılmadım ayaktayım

Rengimle müspet

Beyazın efkârında saklı bir dilemmayım

Ne kabrim sıradan ne kalbim

Huyum filan da kurumasın hani

Yoksa nasıl hayatta kalır daha da çok sevebilirdim?

Elbet şimdilerde kendimi

 

Yanan kandil

Kâbuslarım değil hayallerimle hemhal

Şiirin dahi yetmediği bir minval

Körü körüne değil

Közü közüne yürekten sevebildiğim

Kadarım

Ansam da nice keşkemi

Gözümün üstündeki kaştan bile şikâyetçi iken

Ahvalim

 

İçim dışım bir ve yangın yeri

Yazdıklarımsa henüz bir kıvılcım

İnfilak edene değin de buradayım

Reşit bir hüzün

Mürşit bir yürek

Müridi olduğum sevgi dolu her izlek

Münazara edebildiğim kadar kendimle

Peçesi yırtık bir rüzgar misali

İçime esen içtimadaki

O iç sesin de muadili

Ve müdavimi

Varsa bir hatam af ola

Kıracı ömrün

Kır saçları döngünün

Kıyamet kopana değin de buradayım

 

Seferisi sözcüklerin ben ki

Seyyah bir acı

Bazense çözemediğim

O içimde saklı kördüğüm

Kürediğim kadar da önümü

Yüz görümü bir şiirden sorun beni hadi

Ne de olsa sevgi ikliminde sönmek bilmeyen feri

Bana bahşeden mademki yüce Mevla’m

Baş koyduğum yoldan

Dönüşüm de olmayacaktır artık bu saatten sonra

Gayri safi milli hasılası

Güttüğüm ömrün ve sevdamın da

Bana kesildi mademki hesabı

Başım gözüm üstüne dostlar

Hem ben durduk yere sevdim sizleri ve cihanı…


( Nazire Başım Gözüm Üstüne Dostlar... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 7.01.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu