Hayallerimi Süsleyen Şehir
*
*
*
hey dünyaya gözlerimi açtığım şehir
şehirleri hasedinden çatlatan gül yüzlü dilber
kanayan yaralarıma merhem
umudun ufuklarında açan sevda çiçeğim
taşınla toprağınla masmavi denizinle 
yüreğimdeki sahralara can veren şehir

ah yeşil sevdam
gönlüm ve hasret yüklü bakışlarım sana akmakta
geçmişime tanıklık ettin 
düşlerimi emzirdin
karanlıklarıma aydınlık oldun
vuslatımın fitilini sen ateşledin

yüzünü denize 
sırtını dağlara dönüp
karadenizin koynunda uyursun geceleri
yastığın taştan
yorganın bulut
çay kokuları siner yamaçlarına
ufkun ince ucunda belirir umudun mavi gözleri

kızıl şafak ansızın belirir fecrin ardından
yara almış hatıralara merhem olur yarına dair düşlerim
komarların gölgesinde solurum dünün koyu mavi duygularını
derelerinden akan berrak sular 
ruhumun kirini süzer kuşatılmış zaman imbiğinden
esrik duygularım gölgelerin eteğinde tutuşur 
vaktin derinliklerinde saatlerim büyür 
sığmaz kabına
geçmişle gelecek arasında uzar gider hatıralarım

bir taka yüzer gönlünün masmavi sularında
dalgalar kıyıları döverken 
rüzgar tarar dalgaların kıvrım kıvrım saçlarını 
masmavi gözlerini açarsın aydınlığa
kılcal damarlarına kan
alınlara ter pompalanır günün her vaktinde

hayat en dinamik haliyle boy gösterir aynalarda 
köylü kadınlar çoktan düşmüşlerdir yollara
kiminin çay
kiminin altın sarısı tereyağı vardır sepetinde
yürekteki umutlar 
daha ağır gelir gönül terazisinde

her karış toprağında şehitlerin kanları ve hatıraları vardır
hala sıcaktır şehitlerin yarasından akan 
şanlı bayrağıma renk veren asil kan 
sımsıcak 
kıpkırmızı

sen ki ihanetin koynunda nice badireler atlattın 
bir çınar gibi kök saldın yaralı gönüllere 
hayallerimi ve rüyalarımı süsleyen şehir
sen ki bir servi kadar dik ve onurlu yaşadın 
bir elif gibi dikildin kurtuluş savaşında
moskofun karşısına

bu yüzden sana duyduğum sevgi ve muhabbet 
gönlüme sığmıyor
havanla suyunla yemyeşil yaylalarınla 
hayat bahşediyorsun içinde yaşayanlara
gönlümün kadim payitahtı memleketim

seninle derin bir nefes alır şerefli tarih 
heyecanla atar zamanın nabzı 
yolların gidip de dönmeyen yolculara ağlar
zaman sonsuzluğa açılır dağlarının şahikasında 
demli çayların buğusu ısıtır buz tutan yürekleri 
bir annenin sütü kadar saftır kıyıları döven dalgaların
düş nöbetlerindeki yürekler uyanır derin uykusundan
umut çiçekleri yeşerir gönül toprağında

dalgalar sularla söyleşir 
gecenin aydınlığa dönüştüğü seher vakitlerinde
ufuklarda yarınların masmavi sureti belirir
balıklar ağlar geceleri
ağlar da gözyaşları sulara karışır
hilal bir hüzün bestesi bağışlar karanlığa 
deryalarında derin bir soluk alır hürriyet

denizin çağırır kıyısında dolaşan avareleri 
tünelin ucu görünür
güneş kaybolur yollarının uzağında
özlemin boy boy yavrular yüreklerde
her gece yeşilin koynunda uyur mavi
zaman yorgun düşmüştür akreple yelkovanın tiktaklarından

kaldırımların o çocukluk anılarımı fısıldar 
hüzün sarmaşıkları sarmıştır hatıralarımın eşiğini
vaktin beşiğinde sallanır mazinin görkemli saltanatı 
emek bahçesinde akıtılan terlerin misk ü amber kokusu
uçsuz bucaksız göklerine karışır 
gökkuşağının yedi rengi siner cumbalı evlerin bahçelerine

soğuk mezar taşlarının hicranı
bir hüzün demeti bırakır yürek kapılarına 
karşılıksız kalır uzaklara gönderilen gül kokulu
hasret yüklü mektuplar
düşler hüzün elbisesini kuşanır
arz-ı endam ederek süzülür geçmişin kapı aralığından 

birbirinden güzel yaylalarında 
zamanın altın izleri mevcut
ahşabın saltanatı kamaştırır gözlerimi
zamanı kuşatır çepeçevre
cumbalı evlerin kahkahası yankılanır duvarlarda
dünden bugüne yapmış olduğun kutlu yolculukta 
yine de zamana direnirsin

kucak kucağadır cadde ve sokakların
bütün haşmetiyle ben de varım dersin
öylece tutarsın elinden vaktin
geçmişle bugün birbiriyle barışık
zamanın gergefinde dokunur altın ipliklerle
başımı kaldırıp zaman penceresinden bakarım bugünlere 
hüzünlü gözlerle
belleğimde tutuşur anılar
her sokağın bir hatıradır bende 

hiç uyanmak istemediğim bir uykudayım
gördüğüm doyumsuz düştür
sen okşarsın başımı bir anne şefkatiyle
geceye dağılan şehrayinler çocuk yanımı emzirir
yarısı yırtık bir resimde 
tebessümü donmuş silik hatıralar 
kalan hüzün artığı ömrümün dibacesi olur 

sana dair hislerim
hissiyatı kanatlandıran bir barış güvercini gibi 
süzülür zamanın sonsuzluğunda
mavi gök uzar gider
asırlara tanıklık eder cadde ve sokakların
kuytularında yankılanan ses
sessizliğimin gül renkli avazına dönüşür
karadenizin cilveli kızıdır yarınlara koşan

benim kadim şehrim 
çocukluğumun masal diyarı
çalışkan insanların yine güneşten erken uyanıp
gülümseyecektir doğan güne
hep yemyeşil kalacaktır umutları
kederin uğramadığı coğrafyana
yeşilin binbir tonunu doğuran topraklara
taptaze bir bahar gibi
tez vakitte döneceğim elbet

redfer

( Hayallerimi Süsleyen Şehir başlıklı yazı redfer tarafından 10.01.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu