*
kaç gözyaşıdır mahzun kalplerden dökülen
upuzun gecelere
kaç iniltidir pişmanlıkla ateşleri söndüren
kaç yakarıştır kalpten ıstırapla yükselen
kaç gizlemektir sırları gündüzlerden
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç endişedir şakaklarda zonklayan
apak saçlara
kaç amansız yüktür belleri çatırdatan
kaç tecrübedir nice yenilgiden devşirilen
kaç beklemedir karlı yollarda
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç bekleyiştir yakup gibi yorgun gözlerle
kıvrım kıvrım yollara
kaç gelmeyiştir umutsuzca özlem duyanlara
kaç saat çalışıdır irkilen yüreklere
kaç nefes tutuştur haber bekleyenlere
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç mahfi yolculuktur miraç mahiyetinde
kaç ilahi ikramdır suskunluk denizinde
kaç yeşil meyvedir
kaç ezel ağacında
narin ömürlere kaç çiledir doğum ile başlayan
kaç meşakkattir kendisiyle büyüyen
kaç dermansız hastalıktır mecali tüketen
kaç ak ihtiyarlıktır saçları bürüyen
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç çetin seferde
dişini sıkanlara kaç sabırdır
kaç azimdir yokuş çıkanlara
kaç ümittir hayali yıkılanlara
kaç amansız dayanmadır imanı kavi olanlara
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç nasiptir Rahman’dan azimle çalışana
kaç yüce makamdır
kaç himmettir gayreti kuşanana
nefsini kıranlara kaç saadettir verilen
kaç huduttur haddini bilenlere
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç yüz çevirmedir fani dünyadan
lütfedilen kaç cennet hazinesidir
kaç medet ummadır yüce Allah’tan
canı gönülden verilen kaç sadakadır
açlıktan nefesi kesilen kaç yoksulu doyurmaktır
kaç fakir ısıtmaktır soğuklarda titreyen
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç samimi gözetmektir Rabb’ın rızasını
kaç dünya yurdunda
kaç silmektir tevbeyle günahların pasını
kaç hohlayıp parlatmaktır zikirle kalp aynasını
kaç tutmaktır hakkıyla islam’ın nassını
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç kalp kırmaktır düşünmeden sonunu
kaç azap yurdunda
kaç kul hakkına girmektir şaşırıp da yolunu
kaç aşmaktır kasıtla Mevla’nın hududunu
kaç kibirlenmektir cahilce unutup kulluğunu
kaç unutmaktır gafletle ahiret yurdunu
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç yayılmaktır sonsuza sonsuz kudret eliyle
kaç uçsuz bucaksız kainatta
çaresiz akıl gücüyle kaç idrak edememektir
kaç hayrettir bilinmez mesafesiyle
kaç kudret yumağıdır ibret gözüyle
kaç Allahu Ekber demektir kulluk acziyetiyle
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç savaştır yapılan
yaşlı dünyanın üzerinde zalimce
kaç zulümdür edilen mahlukata haince
kaç mesafedir göçülen belalar gelince
kaç medeniyettir yıkılan vadesi erişince
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç idraktir bulunan kendi özünde
kendi nefsinde
kaç sorgulamamak kendini
kaç vicdan muhasebesinde
kaç bulamamak başka bir ben benliğinin içinde
kaç ilahi ilhamdır dua ikliminde
kaç sırlı marifet
kaç bilgi nüvesidir kainat denizinde
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç gizli manadır letaif cevherinde
kaç sırlı hakikattir
kaç kendini bilmektir tevazu mihverinde
kaç tartamamaktır yükü terazide
kaç bilinmezliği anlamaktır bulma gayretinde
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç saattir birbirinin üstüne devrilirken
güz yaprakları gibi savrulup giderken
kaç bir yere tutunmak düşmemek ayakta durmak...
kaç gün bir yerde
ansızın bitiş zilinin çalacağı bilgisine rağmen
kaç hayatiyet üretmektir
kaç kalp huzuru
kaç damla kan ve bin bir endişe ile
insan kendi hikayesiyle nerede barışabilir
kaç derman ve bunca telaş ile nereye koşulabilir
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç içre yolculuk O’na
kaç anın içinde kalp
kaç kutlu kapı açılır
kapıları açıldıkça akla gelen
kaç adım faniyi bekaya bağlar
kaç kutlu bağ endişeyi itminana ve inşiraha dönüştürür
kaç dua avuçlarda
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç şeytanı kovup
kaç hayırlılar topluluğuna dahil olunur
onlarla Allah sohbeti yapmaktan başka kaç yol var
kaç kanın ve endişenin
kaç zamanın ve hayatın sahibi
“Fe firru ilallah” haydi öyleyse Allah’a koşun...” der
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç çölü yeşertir merhamet iklimi
kaç aleme ışık tutar vahyin meşalesinde
Kaç örnek müslüman olunur son nebinin izinde
kaç iman tohumu yeşerir islam serasında
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç zaman
kaç dünya feda ederdik yoluna
hiç çekinmeden hiç tereddüt etmeden
kaç hicret yolunda mağara yoldaşı
kaç sırrın sırdaşı olurduk tek kelam etmeden
kaç kere zerre kadar haktan sapmadan
adalet sahibi olabilirdik
kaç mizan bizimle hizaya gelirdi haksızlıklar
kaç zalim bizden köşe bucak kaçardı
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç defa
haya bizden alırdı en güzel rengini
kaç takva bizimle kazanırdı son haddini
kaç melek çekinirdi bozardı huzurunu
kaç defa yoldaş edinirdi kur’an yolunu
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç defa
siper olurduk son nebiye her badirede
kaç defa sahibi olurduk manevi seyahatinde
kaç defa medeniyet meşalesi olurduk dört cenaha
kaç set oluştururduk cehalet dalgalarına
kaç bereket bizim toprağımızda
kaç bahçemizin gülü olurdu
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç kez
kargaşalar kılıçlarımızın ucunda biterdi
kaç zulüm elimizin ulaştığı yerden çekilip giderdi
kaç aleme nizam getirirdik dilimizle
kaç alem nizam bulurdu sayemizde
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç defa
medeniyete ışığı biz getirdik
kaç ilim bizden soruldu,
kaç bilginin kaynağı biz olduk
kaç ilerlemenin izi olduk
kaç aleme öncülük ettik
kaç güneş bizimle doğdu karanlıkların üzerine
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç çağ kapadık
kaç çağ açtık fetihlerimizle
kaç karalar çekilip yol verdi gemilerimize
kaç surun gediklerini açtı şahi toplarımız
kaç memleket kapılarını açtı “ni’me’l-ceyş” imize
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç insandır değişen hayatın manasını değiştiren
kaç eser var tadımlıktır
kısa ve özdür her zaman yeniden okunan
istifade edilmek üzere yazılmış deniz gibidir
içine girdiğinizde uzun bir yolculuğa çıkaran gemidir
kaç enginlerde dolaştırır
kaç limana uğratır
söyle ki öğrenelim ey nefis
kaç mazlumun sığınağı
kaç masum bizde buldu kurtuluşu zalimlerden kaçarak
kaç coğrafya bizle erdi rahata
kaç garibe şemsiye bizdik karda doluda
kaç şefkat kalesi bizdik
kaç sükun limanı bizdik
söyle ki öğrenelim ey nefis
redfer