Lalden bir çığlık gecenin münferit
karanlığında saklıyım.
Devasa bir asa, aşkın peçesinden
sökün eden
Renklerinse izdihamı ve itibarı
Bir b/ölü iki iken aşk
Şahlandığı kadar duygular
Şahı padişahı değilim cihanın
Savruk bir hece adı gül adı aşk adı
gam
Sürgün edilmiş bir lehçe
S/onsuzlukla iştigal
Geçmeyen üşümelerim
Şerh düştüğümse latif bir esinti
İçre dönük yolculuğum kozamdan
Firar ettiğimin ertesi
Tek kozum mademki sevgi
Bir rahle bir tapınak bir lahit
Aşkın b/eşiği
Serbest dalışta yok iken üstüme
Yüreğime de gömdüm gömeli seni
Ah, Mihriban’ım:
Sensin sen nefesime eşlik eden
Kıymete binmese de sevdam
Gıybeti yalnızlığın
İhya edilesi yüreğim
Akut bir hüzünle hemhal
Savurduğum her hece her şiir
Geceden kalmayım işte
Günden güne solan yüzüm
Şah damarımdan yakına sevdalı
Aşkı kürediğim topak topak
Sarmalında özlemin
Atıfta bulunduğum bir rahmet
Gökte saklıyım yeryüzünde kayıp
Ayıp bir minvalde değil
Ayyuka çıkan hüzünde konuşlu
Sefasını sürsem ne ki hayatın?
Semazen yüreğimle pervaneyim
yalnızlığıma
Göç mevsimi gelmeden
Göçmen kuşlarla da hasbıhal etmeden
Öcünü alıyorum dünün
Geçimsiz bir mevsim:
Bir yanım kış bir yanım bahar
Serildiğim yatak döşek
Azım karar çoğum zarar
Çoğalan hecelerle iştigal
Bir de çöreklenen hüzünle
Sancımla sanrımla pekişen bir asalet
Yoksa adına rivayet denilen midir
aşkın siması?
Gölge etmesin yeter ki ahvalim
Gecenin bitiminde
Şafak saydığım seher vakti
Şakağıma dayalı bir namlu misali
İç çekişin sonlanan dirayeti
Dışa vurum olsa olsa
Şairin mizacından seken o kör kurşun
Şiirin semasında billur sesi evrenin
Bir ikbal ki demlendiğim
Bir ihbar ki sökün ettiğim
Sonun başlangıcı
Yalnızlığın sarnıcı
Kubbemde saklıyım
Tüm kusurumla baş koyduğum
Hakkın yolunda bir yolcu
Ruhu duymaz kimselerin
Ufkumda kiracı bir şiir
Umudun tasnifi iken ömür
Kendimle hasbıhal ettiğim o minval ki
Huda’nın eseri
Sevginin esiri…