Edilgen bir imgeydim öncesinde
renklerin başat ruhuna asılı o kekremsi acı.
Hulasası yalnızlığın, çalakalem
sevdaların mahşeri sevdası
Bir dikit içselliğin iç dökümü
Bir sarkıt sonrasında hâsıl olan
ansızın
Göğün metruk haşmeti
İzbelerin derdest edilmişliğinde
saklı iken
O meyyalde
Ve de o minvalde
Mizacı kayıp bir esinti
Meylettiğim aşkın seferi varlığı
Ben ki:
Seyyah düşlere kiracı
Sen ki:
Sonsuzluğun nazında niyazında saklı
Bir yer bir de gök
Araf’ta mıdır yoksa aşk?
Asalet
Sınandığı kadar insan ve dirayet
Melun gölgelerin uzağında
Ne çıkar ki insan düşse aşkın
tuzağına
Bir z/afiyet midir beklemek?
Hicabın eğri sevginin doğru bellediği
Acının kat izi
Aşkın endamı
Soluk göğün meramı
Huda’sına da koştu mu insan
Hulasası duyguların
Ne makber ne mahşer yeter
Ömür ki:
Biçilesi bir masal gibi
Yeter mi insana?
Yetersizliğin külfeti
Çöktü mü de insanın omzuna.
Bir çöküntü
Bir hurafe
Bir çalıntı
Belki de içten bir nazire
Şiirin şiire eşliği
Şairin dinmez iken enerjisi
Kalemse hoyrat bir rüzgâr
Ne kâfir ne yalan ne sakar
Sektiği kadar şair
Kaldırım taşında saklı bir şiir
Varsın olsun kaldırım serçesi
addedilsin sonlanmayan bu sihir
Bir rakkase iken sözcükler
Endamına âşık ödenen bedeller
Dizelerin bağı çözülse ne ki
Dizinde büyüttüğü kadar şair
Her şiir bir lokman hekim
Dizilesi her kelime
Latif bir yürekten de süzüldü mü name
name…