Ölümü irdeleyebilirim bir b/ölü iki
iken aşk.
Yalnızlığınsa mahşeri kalabalığında
sütten çıkmış ak kaşık misali
Belki de bir izotop bir küre bir
kurum bir kancaya takılı
İken aklım:
Askıda ekmek misali…
Askıntı olmuş duyguların rüzgârına
kapıldığım kadar
Kanaviçeler işlediğim mintanım
Kaç beden büyükse hüzün
Efkârım kadar sıradan bir ölümü
Soluyabilirim
Solungaçları ömrün
Sulak arazileri gönlün
Ben ki uleması sözcüklerin
Kara kara düşündüğüm kadar
Karanlıktan kaçamadığım bir tufan bir
tutam da acı misal,
Tutamağım kalmasa hayata ne ki?
Önsözü kayıp bir minvalde
Her güne eklediğim dip notun nezdinde
Kalem nasıl ki aşkın ulağı
Siperimde saklı iken miğferim
Aşk iken mealim
Hüzne yenik düşen
Reşit bir esinti
Hali hazırda çocuk kalabilmenin
sınadığı kadar dirayeti
Annemin yüreğindeki her dua
Aralıksız korurken beni yüce Huda
Ve işte hulasası sözcüklerin
Kardığım bir imgeden
Doğan şiirin
Ölümü ise an meselesi
Noktayı koymayı ertelediğim bir
masalın ertesi
Ömür sükûnet dilerken
Ruhlar bedenden firar ederken
Ruban bir gölge
Soluk bir ritimde saklı iken o
münferit hece
Ne gam öncesi
Ne aşk sonrası
Gül mizaçlı şiirlerimse yüreğin
yongası
Hali hazırda kayabildiğim semanın
çağrısı
Kuyruğumu kaptırmış olsam ne ki?
Yıldız olmanın sirayeti
Aşkla çağlayan kalbin ikamesi
Sancılandığım her gece vakti
Ruhumdaki o gergin ipi
Kestim mi de ortadan
Ulu orta yaşamadığı kadar insan
Ünlenmiş bir kere yüreğin hicreti
Her ayraç bir başkaldırı
Her şiirse hikmet
Sararan yaprakların şeceresi
Minnet de etmediğim kadar insana
Göğün kolluk kuvveti o Samanyolu
Yıldızların sevdalandığı mehtaba
Geçmez elbet sözüm kadere
Geçimsiz addedilse yüreğim kime ne?
Kime ne, seviyorsam?
Haşmetinde aşkın çağlıyorsa rotam
Bir cıngıl bir isyan bir de hemhal
olduğum kalem
İdrakimle
İman gücümle
Esen yelin gücünde
Un ufak edilmişken yürek
Yazgısına rağbet eden her dilek
Yazılası binlerce dize
Diz diz büyüttüğüm sevdanın hicvinde
Bir aşka yelken açan şairin verilen
hükmün nezdinde
Varsın olsun hükümsüz addedilsin
Yazdığı her şiir…