İçinde kopan fırtınaları anlatmaya yetmez lisânın
Bir köşeye kıvrılıp öylece
Sessizliğin sesine kulak kabartırsın
Onca yaşadıkların
Hayatına giren çıkanların
Hataların
Gözünün önünden geçer
Ve sen sanki bir tren garındaymışsın gibi her şeyini bırakırsın
Zamansızlığın meçhul koynunda
Yabancı kalır sana ruhun
Hayaletler sarar benliğini
Can kanar
Gıyabında tükenir tutunmalar
Yılların uykusuzluğu alır seni
İlk aziz su veda eder
Sonra gelmeyen yarınlar
Soysuz bir sanrı esaretinde
En kıymetli düşün, düşününce olan biteni
Düşer gözünden
Yokluğun öpülür avuçlarından
Şeylerin egemenliğinde
Fizan'a kaçmak dahi kurtarmaz üçü beşi
Dünyasızlığın aynasına insanca bakarsın
Akılla uzlaşan barışların hepsini toplayıp etrafına
Belki de ilk defa hiçliği anlarsın