Nasipsizliğimizden uzayan yolların
Kıyılarında demirleniyor hayat
Yüreğimizin dağlarından sızan yaraların
Yırtık yamalarına açılan pencerelerdeyiz
Farklı dünyaların siyahına gülümsüyor onlar
Değişmeyen bir şey yok çünkü
Sanki besmelesiz doğuyordu gün
Ve tüm hâyırlar ölüyordu sebepsiz
İşte böylesi bir duygusuzluk
İşte ahirde bu derecedeydi hikâyemiz
Biri de çıkıp demiyor ki; nedir bu hâliniz
Ayyuka çıkmış dilsiz serenatların ahı mıydı düşmelerimiz
Her defasında olumsuzluğa mı açılır derya, deniz
Fasıl akşamlarında niyetsiz
Yarınsız, kimliksiz ve hayalsiz
Çocukların beyazında biriken kirleri
Büyük büyük yıldızlara, gecelere
Yersiz yurtsuz dünyalara
Bıraktığımızda gebe
Utanırdı hâyâ
Ve yağmur damlalarının adedince var olan
Kendi kimliksizliğimizde
Olağanüstü bir boşluğa doğru yitip giden
Kalabalığın bilinmezliğine esir düşüyor Adem
Bulamıyor çocukluğunu
Bu yüzden