BARNABAS İNCİLİ 7. BÖLÜM.---MUHSİN YAZICIOĞLU ''GÖRDÜM ''DEMİŞSE MUTLAKA VARDIR DA PEKİ GÖRMÜŞ MÜ?
1590 Yılında yazılmış olan ve 1738'de Viyana'da Avusturya Milli Kütüphanesine konan '' Çakma '' Barnabas İncilinde neler yazıyordu?
Az sonra bahsedeceğim Orijinal Barnabas İncilinde ne yazıyorsa 1590 Yılında yazıldığı tespit edilen çakmasında da onlar vardı.
Evet, ilginç değil mi M.S 40'lı 50'li yıllarda yazılmış olan Gerçek Barnabas İncili ile 1590'da yazılmış sahtesinde yazılanlar aynıydı. İyi de 1590'dki İncili her kim yazmışsa nereden biliyordu gerçek Barnabas İncilinde ne yazdığını?
Şimdi pür dikkat le aşağıdaki satırları okuyun. Sonra sadece bir kişi ''Hocam ben bunu ilk kez duyuyorum'' Desin, ben bir daha tek satır yazı yazarsam şerefsizim.
Evet, aşağıda okuyacağınız satırları ilk kez gören duyan mutlaka bana bildirsin:
“Adem ayağa kalktığında gökte bir yazının güneş gibi parıldadığını gördü: ‘La ilahe illallah Muhammedun Resulullah.'' Adem dedi ki: '' Ya Rab! Sana şükrederim, çünkü lutfedip beni yarattın. Ama sana yalvarırım bana haber ver: ‘Muhammedun Resulullah’ ne demektir?’' Allah cevap verdi: ‘Ey kulum Adem! Bu, senden çok sonra dünyaya gelecek ve elçim olacak olan oğlundur. HER ŞEYİ ONUN HATIRI İÇİN YARATTIM. ''
'' Hocam ! ben bu yazdığınızı daha önce camilerde hocalarımızın ağzından ya da tv'lerde İslami konuşmalar yapan hocalardan hiç duymadım. İlk kez okuyorum.'' Diyen var mı? Yüzde yüz eminim ki yok.
Yukarıdaki satırlar nereden peki?
Hemen cevap vereyim: Hem orijinal Barnabas İncilinden hem de çakmasından..
Eee o zaman bizim hocalar bize orijinal Barnabas İncilinden ayetler mi okuyarlar yani?
Aynen öyle. Ama işin farkında değiller. Farkında değiller çünkü yukarıdaki metin aynen bizim hadis ya da dini kaynak olarak kabul ettiğimiz kaynaklarda da var.
Hâkim'in, Mustedrek,
Suyuti'nin, ed-Dürrü'l-Mensûr,
Yusuf Nebhanî'nin, Hucetullahi ale’l-âlemin fi Mucizat-ı Seyydi'l Mürselin,
Kadı Iyas'ın Şifa-i Şerif adlı eserlerinde...
Gelin şimdi bir denklem kuralım her ne kadar bizim millet matematik özürlü olsa da
Hakim, Suyuti, Yusuf Nebhani, Kadı İyas... Aziz Barnabas'la aynı asırda yaşamadıklarına göre,( Asırlasr sonra yaşadıklarına göre )
Kur'anda Aziz Barnabas'ın İncilinde yazan yukarıdaki satırlar olmadığına göre Hakim, Suyuti, Yusuf Nebhani, Kadı İyas Yukarıda anlatılan Barnabas İncili metnini nereden biliyorlardı eğer böyle bir İncil yok idiyse?
Evet, eserlerinde bu metni Barnabas İncilinden görüp yazdıklarını söylemiyorlardı ama kendilerinden asırlar önce yaşamış olan Barnabas'ın İncilinde böyle bir metnin olduğunu nereden biliyorlardı eğer Barnabas İncilini görüp okumadıysalar. Ya da Barnabas İncilindeki bu ayetleri okuyup yazan kendilerinden önceki bazı kaynakları okumadıysalar?
Evet, bazı vatandaşlarımızın hâlâ parmak hesabı yaptığından eminim. Biz devam edelim.
'' Hocam bu durumda siz Orijinal Barnabas İncili diye bir şeyin var olduğuna inanıyorsunuz'' Diyeceksinizdir mutlaka.
Eğer Muhsin Yazıcıoğlu '' Var ve gördüm'' Demişse mutlaka vardır. Çünkü Muhsin Başkan tabutluklarda bile yalan söylemedi. Tırnakları sökülürken bile yalan söylemedi. '' Barnabas İncilinin orijinalini gördüm'' Derken de yalan söylemiyordu.
''İyi de hocam ! Muhsin Yazıcıoğlu'nun '' Ben Orijinal Barnabas İncilini gördüm.'' Dediği kesin mi? Ne malum bunun da daha pek çok bilgi gibi düzmece bir yalan olmadığı'' Diye soran olabilir.
İnanın bana benim de bu yazı dizisine başladığımda kendime en çok sorduğum soru buydu: '' Ya Muhsin Başkanla ilgili olarak anlatılan bu '' Ben gördüm'' Hikayesi de yalansa? O zaman bomba bir yazı dizisi hazırlayayım derken o bomba elimde patlamaz mıydı? Velhasılıkelam daralmıştım...
Daralmıştım ama öte taraftan da bu Barnabas İncili meselesine bir taraftan Fethullahçı Terör Örgütünün ( Fetö ) dahil olup sulandırmaya çalışması, öte taraftan Sözcü Gazetesinden Soner Yalçın'ın '' Tamamen uydurma. Bu bir Fetö Projesi.'' Demesi midemi bulandırıyordu. İşin içinde Hem Fetö hem Sözcü ve Oda Tv gibi yayın organları varsa bu konu öyle basit bir konu değildi. Bu İncil var olmasa üzerinde bu kadar spekülasyon olmazdı.
Pek çok arkadaşım ve pek çok İnternet sayfası Muhsin Yazıcıoğlu'nun '' Bu İncilin orijinalini gördüm'' Dediğini söylüyordu ama ya bu da İzak Rabin'in ve Torunu Victoria Rabin'in ( Ki Victoria Rabin diye biri kesinlikle yoktu ) Müslüman olması gibi palavra idiyse? Ya Hamza Hocagil diye bir Prof'un ( Sözde Barnabas İncilini okuyan kişi ) varlığı gibi Muhsin Yazıcığlu'nun '' Ben gördüm.'' Demesi de palavra idiyse? Ya Muhsin Yazıcıoğlu'nun o tertemiz adı pis bir oyuna kurban gidiyordu ise?
Hani derler ya ''Kul daralmayınca Hızır yetişmez. '' Eski bir öğrencim ( Öğrencim dediysem çoluk çocuk değil, 60 yaşını aşmış, torun torba sahibi bir vatandaşımız. ) Hızır gibi yetişti imdadıma.
Evet, kendisi her ne kadar '' Mahsuru yok Hocam.'' Dese de ben onun asıl adını vermeyeceğim, az sonra yazacaklarımda ondan Abdullah diye bahsedeceğim. ( Bir daha söyleyeyim asıl adı Abdullah değil. )
Abdullah ve çok yakın arkadaşı Ahmet ( Ahmet gerçek isim. ) benim ilk öğrencilerimdendi. Ahmet, duvarlara yazı yazmaktan, komünist pataklamaya kadar her türlü eylemin içinde görebileceğiniz çok aktif bir Ülkücü iken Abdullah da sıkı bir Ülkücü olmakla beraber kavga, döğüş işlerinde adını hiç duymadım.
Ahmet ite kaka sınıf geçerken, Abdullah sınıfının en çalışkanlarındandı.
Her neyse, ikisi de MHP çizgisinde olan bu iki arkadaş Alparslan Türkeş'in '' İslamı yaymak gibi bir amacımız yok'' Açıklaması üzerine 1992'de MHP ile ( O zamanlar MHP, MÇP olarak varlığını sürdürmekteydi.) bağlarını kestiler çünkü onların ülkücülüğü '' Kanımız Aksa Da Zafer İslamın '' Ülkücülüğü idi.
Sonra bu iki arkadaş aynen kendileri gibi MHP ile bağlarını kopartan Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte BBP'yi ( Büyük Birlik Partisini ) Kurdular. Her iki öğrencim de Büyük Birlik Partisinin kurucu üyesi oldular.
Abdullah daha sonra yaşadığı ilçede BBP ilçe başkanlığı yaptı. Belediye Başkanlığına aday oldu vs..
Yukarıdaki ayrıntıyı öğrencim Abdullah'ın konumu ve Muhsin Yazıcıoğlu'na yakınlığını anlatabilmek adına yazdım.
Evet, Hızır gibi imdadıma yetişen Büyük Birlik Partisi Kurucu Üyesi öğrencim Abdullah ile daha dün ( 16.02.2024 ) Bir telefon konuşması yaptım. Aynen aktarıyorum onun da izniyle.
- Hocam ! Rahmetli Muhsin Başkan bize bu Barnabas İncili ile ilgili bir şeyler anlatmıştı zamanında.
-Pardon Abdullah. Senin konumun neydi ki Muhsin Yazıcığoğlu - içinde senin de olduğun bir mecliste- bu konuda konuştu? [ Düne kadar Abdullah'ın BBP'li olduğunu biliyordum ama kurucu üye olduğunu bilmiyordum.]
- Hocam ben Büyük Birlik Partisinin kurucu üyelerindenim.
-Yaa öyle mi? Bunu bilmiyordum işte. Eee Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ne anlattı Barnabas İncili ile ilgili olarak?
- Aynen şunları söyledi hocam: '' Evet, Bu İncili gördüm. Var böyle bir İncil. Ama bunu görenler fazla yaşamıyorlar. Bakalım bizim akıbetimiz ne olacak.?''
Bu cümleleri İnternet sitelerinde çok görmüştüm. Pek çok değişik kişi '' Bizim yanımızda böyle dedi. '' Dediği için de '' Ulan arkadaş! Bu da hikaye sanırım. Nasıl bir çıkmaza girdim böyle?'' Diye düşünüyordum. Ama şimdi telefonun öteki ucunda capcanlı bir Abdullah vardı ve öğrencim Abdullah'a kendimden daha çok inanırdım. Ben yalan söylerdim o söylemezdi. Hem koskoca Hacı Abdullah'ın yalan söylemesi için bir sebep de yoktu ki. Demek Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu sadece bir yerde bir kaç kişiye değil, pek çok yerde merak edip soran gönül dostlarına '' Gördüm ama bunu görenler çok uzun yaşamıyor. '' demişti.
-Peki Abdullah. Merak etmediniz mi bu İncilin içinde ne yazılı olduğunu? Bunu sormadınız mı?
-Eee neler yazıyormuş peki?
-Hocam ! Pek çok şey söyledi Muhsin Başkan ama kelimesi kelimesine aklımda değil.
-Peki ben sana bir şey okuyayım sen evet veya hayır de.
-
* "Allah Her şeyden Önce Hz. Muhammed'in Ruhunu Yarattı" [Barnabas İncili 43. Bölüm ]
* "Allah'ın Elçisi Muhammed Yaratılan Hemen Her Şeye Mutluluk Getirecek Bir Nurdur...............''Ey Muhammed, Allah seninle olsun ve beni ayakkabının bağlarını çözecek değerde kılsın. Buna ermekle ben de büyük bir peygamber ve Allah'ın kutsal bir kulu olacağım. Ve İsa böyle deyip, Allah'a şükretti." [ Barnabas İncili 44. Bölüm.]
- Evet Hocam. Bu ve buna benzer şeyler varmış o İncilin içinde. Rahmetli Muhsin Başkanımız bunların var olduğunu söyledi.
-Peki bu İncilin nasıl ele geçirildiğini, nerede olduğunu sormadınız mı?
- Asıl gündemimiz Barnabas İncili olmadığı için sormadık. Bu konuşmadan kısa süre sonra da Muhsin Başkan öldü. Daha doğrusu öldürüldü, soramadık.
Evet, bu yazdıklarıma inanırsınız ya da inanmaz ''Sami Hoca kurgusu '' dersiniz sizin bileceğiniz iş. Ama ben ''Barnabas İncilinin Orijinali'' diye bir şeyin var olduğuna inanıyorum.
Peki bu İncil nerede, nasıl bulundu?
Eh, artık Abdullah Çatlı da sahneye çıksın değil mi değerli okuyucular?
Ama ne zaman? Gelecek bölümde...
(
Barnabas İncili 7. Bölüm. başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
18.02.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.