Ölümü erteleyebilir misin, hani
sessizliğin hicvinde saklı gölgemi peşkeş çektiğim sırlarıma b/andığım kadar da
kalemi…
Aşkın hicazında saklı bir nefer
Kubbenin kuytusuna eşlik eden
sözcükler
Yerin göğün buluştuğu o revnak ufuk
Aşkın hatırına yaşamakla da eş değer
Yazmanın ülküsü ve ülkesi nasıl ki
Sevecen yüreğin mentollü nefesi
İz düşümü ömrün
Bazen günlere b/ölündüğüm
Bazen hecelere
Asık suratlı bir imgeyi
Baş tacı edebildiğim kadar da
yüreğimdeki ateşi
Gökte asılı kader
Askıda ekmek askıda hüzün nasıl da
derbeder
Bir karanlığa meyyal olsa bile keder
Ve işte ansızın sökün eden yağmur
Tanelerinde bulduğum kadar
Kendimi Rabbime emanet iken
Zümresi sevdiklerimin
Arşı alaya çıkan aşkın kehanet
olmadığı
En bariz duygu bazen bir belirteç
Işık tutan her düş ve güneş
Karanlıktan sökün eden güleç
Yüzü annemin
Matemimi sonlandıran rahmeti
Tek servet bildiğim kadar sevginin
Delaleti ömre
Yâdında dünün
Kürediğim olsa ne ki ölüm?
Miladımdı mademki şiir
Mahrem kaygılarımı def ettim
Giyindiğim kadar sözcükleri
Yüreği de mest ettim…
Ah, bahar gülüşlü hazanım
Aşkın rabıtasında yan çizen beyanım
Öksüz iklimlerde seken
Göğün de hicranını iç eden
Bir isyanın bir de değer görmez
kelamın
Aşkla baş koyduğu yolunda ve titrinde
de yalnızlığın
Bir selamın yitimi
Aşkın ve yüreğin delişmen ritmi
Miadı dolmuş olsa bile hikâyelerin
Şair kalbi ve kalemi üzerine ant içmedi
mi?
Şahikam…
Şah damarımdan yakınına sevdalandığım
Kayrası mı ömrün yoksa kaza eseri
seken
Kurşunun kurşuni rengi mi?
Hani, hani, kurşun ağırlığında
Kuş misali kanayan kanadıma
Damgasını vuran
Hüznün bazense şerrin bet sesi
İdamesi aşk
İkamesi yürek
İdam fermanına eşlik eden her dilek
Aşkın hatırına solsa da içimdeki
çiçek
Aşikâr haiz olmadığım ne varsa
Aşkın gölgesinde yaşayan umudun
hatırına
Şerh düşülesi o minval ki
Edimlerde yitim
Hayal gücüm
Hazzı ölümün
Mihenk taşı iken de kaderin
Ve şiirlerin
Ve şairin elyaf sevinci
En muteber duyguya da kefilim madem…
Mahremin yâdı iken mabedim
Aşı ve eşi ve yoldaşı şairin
Bir elem bir kaygı
Bir isyan bir de af dilediği Rabbi
Saf tutulası s/afiyetin kale
duvarlarına asılı
Bilmezler ah, bilmezler nasıl da
kırık yüreğinin kanadı.