KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
semazen.net
SULTAN MEHMET REŞAD’IN ÇANAKKALE GAZELİ
Dr. Enfel Doğan ve Araş. Görev. Fatih
Tığlı’nın; İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı
Dergisi, C. 33, İstanbul 2005, s. 41-96. SULTAN V. MEHMED REŞAD’IN ÇANAKKALE
GAZELİ VE BU GAZELE YAZILAN TAHMİSLER makalaesinde Çanakkale savaşı ile ilgili
kaleme aldığı gazeli ve Yahya Kemal’in yaptığı Tahmisi siz kıymetli
okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
Deniz savaşları sonunda hüsrana
uğrayan düşman ordularının kara muharebelerinde de mağlûbiyete uğramasıyla
Çanakkale’yi terke mecbur kalmaları karşısında Sultan V. Mehmed Reşad bir şükür
nişanesi olmak üzere bir gazel yazar. Devrin hemen hemen bütün gazete ve
mecmualarında “Gazel-i Hümayun, Manzume-i Hümayun, Manzume-i Garrâ-i Hümayun
vs.” başlıklarıyla yayımlanan 16 bu gazel halk tarafından çok beğenilmiştir.
Gazel-i Hümayun Deniz savaşları
sonunda hüsrana uğrayan düşman ordularının kara muharebelerinde de mağlûbiyete
uğramasıyla Çanakkale’yi terke mecbur kalmaları karşısında Sultan V. Mehmed
Reşad bir şükür nişanesi olmak üzere bir gazel yazar. Devrin hemen hemen bütün
gazete ve mecmualarında; “Gazel-i Hümayun, Manzume-i Hümayun, Manzume-i Garrâ-i
Hümayun” başlıklarıyla yayımlanan bu gazel halk tarafından çok beğenilmiştir.
Manzûme-i Garrâ-i
Hazret-i Hilâfet-penâhî
Savlet etmişdi Çanakkal‘aya bahr ü berden
Ehl-i İslâmın iki hasm-ı kavîsi birden
Lâkin imdâd-ı ilâhî yetişip ordumuza
Oldu her bir neferi kal‘a-i pûlâd-beden
Asker evlâdlarımın pîşgeh-i azminde
Aczini eyledi idrâk nihâyet düşmen
Kadr ü haysiyyeti pâmâl olarak etdi firâr
Kalb-i İslâma nüfûz etmeğe gelmiş-iken
Kapanıp secde-i şükrâna Reşâd eyle duâ
Mülk-i İslâmı Hudâ eyleye dâim me’men
Sultan Reşad bu gazelde;
Müslümanların kuvvetli ve ezelî iki düşmanı İngiltere’yle Fransa’nın karadan ve
denizden Çanakkale Boğazı’na hücum ettiğini, fakat Allah’ın yardımı ve Türk
askerinin olağanüstü mücadele ve mücahedesi karşısında amaçlarına ulaşamadıklarını
belirtir.
Devamında, kahraman ordumuzun azmi
karşısında, İstanbul’u ele geçirmek isteyen düşmanın âcizliğini anlayarak ve
haysiyetlerini ayaklar altına alarak kaçıp gittiğini ifade eder. En sonda da
Allah’ın Türk yurdunu sonsuza değin güvenli bir yer kılması için dua eder.
Yahya Kemâl’in Tahmîsi
Cepheden topları ejder gibi bârû-efgen
Arkasından gemiler bir sürü dîv-i âhen
Gökde tayyârelerinden saçarak nâr-ı fiten
Savlet etmişdi Çanakkal‘aya bahr ü berden
Ehl-i İslâmın iki hasm-ı kavîsi birden
Kadın erkek anadan tâ süt emen yavrumuza
Hepimiz cânla sarıldıkça
vatan duygumuza
İntizâr etdi adû tehlikeden korkumuza
Lakin imdâd-ı İlâhî yetişip ordumuza
Oldu her bir neferi kal‘a-i pûlâd-beden
Şükür Allâha ki gördüm bu mübârek sinde
Kahramân ordumu serhadde muzaffer zinde
Müjde İrân ile Tûrâna ve Çîn ü Hinde
Asker evlâdlarımın pîşgeh-i azminde
Aczini eyledi idrâk nihâyet düşmen
Allah Allah nidâsıyla muhâcim ahrâr
Tepelerden boşanıp sâika-vârî kahhâr
Etdiler düşmeni bir öyle ki iclâ-yı kenâr
Kadr ü haysiyyeti pâmâl olarak etdi firâr
Kalb-i İslâma nüfûz etmeğe gelmiş-iken
Rûh-ı peygamberi tebşîre giderken şühedâ
Millet arkanda bugün vecd ile tekbîr-serâ
Yürü mihrâb-ı hilâfetde senâ-hân-ı Hudâ
Kapanıp secde-i şükrâna Reşâd eyle duâ