Denize karşı durmuş soğuk havanın iliklerine işlediğini hissediyordu.
Seviyordu soğuk havaları, denizin deli deli salınışını, nazlı bir ceylan misali
Dalgaların köpük köpük kıyıya vuruşunu
Saçlarının rüzgarla dansını
Tuhaf ve hoş duyguların bedenini sarışını
İçindeki yalnızlık hissini
Kalabalıklar içerisinde kayboluşunu
Seviyordu martıların çığlık çığlığa simit arayışını
Arıyordu gözleri yanı başında olan sevdiceğini
Diliyordu
Şu denizin güzelliğinde onunda kendisini görmesini
Hissedemiyordu
O derin, şiirlere konu olan aşkı
Kâh gülüyordu haline, kâh ağlıyordu
Canım öyle durduk yere aşık olunmuyordu
Deniz dahi dalgaları ile durduk yere dans edemiyordu
Yalnızdı kalabalıklar içinde
Tıpkı denizin ortasında bulunmayı bekleyen inci tanesi gibiydi arayışı
İçindeki kayayı birinin yontması, içindeki sevgi ateşini bulması gerekiyordu
Açtı kollarını rüzgara
Çekti içine denizin yosun kokusunu
Kapadı gözlerini
Bekledi seveceği kişiyi
Rüzgarla dansı öyle kolay değildi
Soğuk bedenini titretti
Dişleri zangır zangır çarpıştı birbiriyle
İliklerine dek işledi acı
Ayakları kayıyordu kumda kıyıya vuran dalgalar arasından hissetti
Tüm şehrin ışıkları yıldızlarla birleştiği anda
Ilık bir meltem esti
Bedeni o büyülü dansı hissettiğinde
Hoş bir rayiha burnuna değdi
Isındı elleri ve bedeni
Salındı mis kokulu saçları
Serildi gözünün önüne gülümsemesi
Duyumsadı müziğin ritmini ruhunda
Birleşti bedenleri melek kanatları altında
Ve yakamoz gülümsedi muhteşem görüntü karşısında