Zamanın oluğundan akar gider geceler…
Bir
hüzzam bestesidir, yakar gider geceler…
Hüzün
süvarileri çarmıha gerer beni
Hicranın
göklerinde çakar gider geceler…
Dolunay,
karanlığa serenatlar fısıldar
Gönül
penceresinden bakar gider geceler…
Mehtabın
şavkı düşer gönül aynalarına
Cümle
huzuru başa kakar gider geceler…
Karanlığın
koynunda nice sırlar saklıdır
Başına
yıldızları takar gider geceler…
Leyla’nın
kokusunu çölde ararken Mecnûn
Düşleri
tuz buz edip yıkar gider geceler…
İçimde
demlenirken yalnızlığın efkârı
Gariplerin
boynunu büker gider geceler…
Coşkun
ırmaklar gibi melâl akar içime
Gönlümün
koyağına çöker gider geceler…
Her
suskunluk bir çığlık, aşkın darağacında
Gözlerden
kanlı yaşlar döker gider geceler…
Hüzün
deryalarında ümitler alabora
Zehirli
akrep gibi sokar gider geceler…
Busesini
kondurur gülün al yanağına
Bir
gonca gül misali kokar gider geceler…
Sükûtu
bestelerken hilâlin parmakları
Bahtımın
şakağına sıkar gider geceler…
Ayrılıklar
vuslata, gece gündüze gebe
Seher
vakti gün doğar, çıkar gider geceler…
M. NİHAT MALKOÇ