1
Şükrümle müsemma bir arayış: hüznün
revnak iç çekişlerinde saklı ve her şeye muktedir Rabbin izini sürdüğüm kadar
da iman gücümün eseri bir renk esir düştüğüm değil esrarlı ve bana esir edilmiş
iken kalemin şerh düştüğü kâh kıblem kâh kabrim kâh aşkın dokunulmazlığı ve
işte d/okunaklı alın yazımdan dökülen pullar ve nameler…
Sürgün edildiğim bir coğrafya.
Meskenim yine aşk ve dirayet.
Sınandığımdan da öte sivrilen hüzün
geçişleri ve manidar bir gülün yaprak döken kaderi dikenlerine hem muhtaç hem
muktedir solmakla iştigal her gece yarısı ve karı delen bir acı yüreği sarsan
harcı yalnızlığın.
Metanet yüklü ve de.
Mızrabın kırık sesi kırgın notaları
gamından ayrı düşmediği kadar aşk iken şiarı hem duyguların hem de çağrısı kâinatın.
Delişmen.
Yüreği delik deşik eden.
Huzuru arayışı elbet huzuruna her
çıktığında Rabbin ve ötesiz duygular ötekileştirilmiş bir birey: ne beylik bir
söylem ne de çekince yüklü yürek.
Bir düş çığlığı adeta rüyamda
ç/ağlayan sayısın nida sayısız mısra.
Gök küre.
Yer kubbe.
Değiş tokuş fasılası havsalamdan
firar eden cinnetlik düşler cennet yolcusu iken renklerin kasveti ila karanlığa
esir düşen esrarlı bir imge elbet acıyı sağaltan hulasası kaderin aşkın arka
bahçesi şehir de şair de nöbette.
Avrasya koşusu.
Avrupa Birliği.
Nato.
Nota veren kimse not düşen dünyaya ve
gündeme.
Fısıltılar ki çığlığa dönüşen.
Sessizliğin fedaisi firar etti mi de
yürekten birer birer…
Hecelediğimden fazlası sayamadığım.
Sağmanı dünün sayısız iz düşümü
ömrün.
Yazıp da ferahladığım.
Bir kodes.
Bir hare.
Bir har.
Hazzın değil haiz olmadıklarının
külfetine yağan umudu kucaklayan tünediği hayallerin zemheride esir düştüğü
yine de İlahi Adaletin vakur iz düşümü.
Kıyamet alameti.
Aşkın harcı.
Yalnızlığın meali.
Tüketilen insanlık tünediği o fanus.
Ruhu kalabalık tıkış tıkış şiirler
değil asla farz olan.
Şivesi anlaşılmayan bir cenkte siper
kazan.
Neferi evrenin.
Nefesi yetmese bile.
Nedamet yüklü gölgeler.
Künyesinde saklı azadesi ömrün.
Külliyen yalan kimsenin doğru
demediğinden de başkası delişmen o delice cesaret ile kimse yoluna taş koyan
şair ise baş koymuş bir kere adalete ve düş fakiri kâbuslardan uyanıp gözü açık
gördüğü her rüya aslında alametifarikası sağanağın sığındığı kadar Rabbine.
Hüzün.
Bahar ertesi hazan.
Hicazı makamların ve hicabı.
Tevafuk eseri yaşamak ve hayatta
kalmak ve başı dik göğün serenadı oysaki uçuşan kuşların şakıdığı cennet
bahçesi tahayyül edilesi yarınların ve umudun batmayan teknesi.
Örselense de şair.
Ötenazi yapsa da önceki hayatına.
Kıblesinde saklı mademki maruzatı.
Ve işte miladı şiir.
Ve işte miladı öyküler.
Ve işte mizacına yaraşan roman
kahramanları.
Ütülü ütüsüz duygular içre dönük
yolculuğun muhteviyatı.
Kat izinde yaşarken aşkı.
Kat izinde tüm kırışıklıkları ve
kırgınlıkları ile hemhal mademki razı hem kaderine hem kederine…
Çıkısı kayıp.
Sıkışık bir güzergâh içre dönük
tahliye edemediği düne dair ne varsa.
Teyit edilesi bir gün daha bahşetti
mademki Tanrı.
Tayin edildiği o mevki ve de:
Uzamında hayatın.
Ulağı kalem.
Uleması hayal.
Uzayan burnu Pinokyo’nun ve başından
atamadığı gölgeler.
Surelerin ihya ettiği ruhu.
Suretlerin değil simaların nur inen
ufku.
Ukdelere asılı.
Uğruna sevdiklerinin…
Ne uydusu birilerinin ne de uyruğu
var duyguların…
Şiir sızan yürek.
Hızması aşk.
Şiirle açan her çiçek.
Haznesinde saklı aşk.
Un ufak edilse de yürek külünden de
zengin bir asalet ile yeniden doğumun müjdecisi iken şairin kalemi.